Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

164 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Gökte Ararken Çilekte Kanaat Bulmak
Dünya kurulalı beri hep aynı mıydı yoksa aynı olduğuna mı inandık? Bir şeylerin farklı olduğu zamanlar vardı. Develerin tellal, pirelerin berber olduğu; Kaf Dağı' nın ardında bir zamanlar. Öyle uzak ama bir o kadar yakın. Öyle muhtemel, öyle imkansız. Öyle zamanlarda yaşayan böyle insanlar vardı: Memleket sevdalısı, "bu işin sonu nereye varacak abi" cisi. Mabede girer gibi derse giren Muallim' i. Bir zamanlar biz vardık. Mahalleden bir arkadaş, üniversiteden bir hoca, mahalleden bir kahveci, kaşarlı tost ısmarlayan baba dostu olarak. Bir zamanlar paltosunun kokusuna saklandığımız babalarımız vardı. Fizikini alıp, mizacına zaman zaman ters düştüğümüz babalarımız. Memlekette hep dert vardı. Derdin olduğu yerde, derdin dostu bir tıkırdayan bacak. Huzursuz, uyumsuz, laf dinlemez, sözden anlamaz, bildiğinden şaşmaz bir bacak. Severiz bu bacağı. Gece uyutmaz, gündüz yürütmez ama düşündürür.  Derman aratır, geceleri damda dolaştırır. İtiraz ediyorum Hakim Bey. Yaşanan tüm adaletsizliğe itiraz ediyorum. Gırtlak kanserinden sesi çıkmayan, devlete sesi ulaşmayan o gariban adam için itiraz ediyorum. Çiçekleri mi çocukları mı görmüş o zavallı kadın için itiraz ediyorum, müteahhit olmuş mücahitlere itiraz ediyorum, yağmurun altında okul kapısında bekleyen başörtülü genç kızlar için itiraz ediyorum, siyasetin olmayan fikrine, içi boşalmış "memleket haline" itiraz ediyorum. -İtiraz reddedildi. Yapmayın Hakim Bey. Ben ekonomi okudum. Yurt dışında master yapıp, işin ilmini öğrendim. Tersine beyin göçü ile memleketime döndüm. Babamın hastane kokan paltosunun artık olmadığını bir yıl sonra öğrendim. Mezarının başından artık eskimiş bir ölümün hüznünde üç ihlas bir fatiha okudum. Eski dostun birini siyasette, diğerini barda, berkini basket sahası büyüklüğünde bir odada zar zor buldum. Döndüm döndüm, sandım ki kayboldum. Bu da hayat mı be deyip, yerdeki kola şişesine tekme atıp bir kediyi ürkütecekken birden patlayan ezanları duydum. Ezanlar semalara yükseldikçe, artık işimin bittiği bu şehirden ufka doğru yürüdüm.  Bizim çiftlik derman oldu derdime, şu huzursuz bacağıma. Birkaç kök çilekten bir "kanaatt ekonomisi" neticesi çıkardım ben. Hem bir kitap da yazdım. Şeytanın teslim olduğu yerden hayrı, ahşap kokulu odada bir uyku sonrası sevincimi buldum. Bu arada o denizden çıkan kitabın sahibi benim. Üzgünüm zihinleri değil de denizleri fikirlerimle kirlettiğim için.
Huzursuz Bacak
Huzursuz BacakMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20113,094 okunma
··
85 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
Nur Hocam, bu eser bende bir sızı olarak kalmıştır.Sebebi yağmur altında bekleyen türbanlı gençler mi? Sadece ilkelerin ardına düşen kahramanın yaşadığı sürüklenme mi, kendi sokaklarına, kahvehanelerine, insanlarına kavuşma coşkusunu, hüzünlü bir yorgunluğa çeviren modernizm kâbusu mu bilemiyorum. Ömer Faruk'a hep şu dizelerle seslenmek istemişimdir; "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!" Çünkü bir muhacir gibidir, kendi topraklarında... Kutlu'nun belki de sözünü ettiği 'huzursuz bacak', her insanın ruhunun yaşadığı çağa verdiği, uyumsuzluk ve eksilmenin yaşamı zorlayan yanıydı...Fakât kendine huzurlu bir toprak parçası, bir patika, bir çıkış bulamayanlar için, sanıyorum hep yoklayacak bu kronik sanrı... En teferruatlı politik söylemleri ve derin fikriyatı diğer eserlerinde böyle yoğun kullanmamıştır yazar, bu cihetle de bence mühim bir eser. İncelemeniz kitapta hızlı bir serüvene çıkardı beni, ne güzel okumuşsunuz Nur Hocam.En çok okurda kalan izler memnun ediyor bir tahlil yazısında beni, âdeta okur kahraman olarak yerinizi almışsınız. Bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim... Yüreğiniz varolsun.
Ayşe Nur SONKUR EFE okurunun profil resmi
Ömer Faruk bizi anlatınca sinmiş üzerimize, yüreğimize. İçimize işlemiş. Derdini dert edinmişiz belli ki. Onun kadar sizin de bizim de kalbimiz kırılmış sayfalar kadarınca. Üzücü ki sayfaların gerisinde yaşam devam ediyor buna. Analar oturmaya devam ediyor evlatları için. Bir yerde işçiler haklarını arıyor. İnsanlar yavaş yavaş simalarını ardlarında bırakıyor. Şehirler ruhunu kaybediyor. Ömer Faruk' lar hala muhacir bu memlekette. Bacakları da belki hala huzursuz. Var olun Eylül Hocam. Yüreğinize, kaleminize sağlık. Ömer Faruk sizin hatırlattığınız dizelerle de her daim bir yerde hepimizin yoldaşı olacak.
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.