Gönderi

Burada yaşamanın bedeli ağır, çok büyük mücadele ve güç istiyor. Yalnızca kendimizi ayakta tutmak yetmez bize, çevremizdeki arkadaşlarında ayakta durmasını sağlamalı ve vahşete tapanların, onları güçsüz düşürüp onurlarından gram gram çalıp küçültmelerine, diz çöktürmelerine izin vermemeliyiz. Direnmeyi ve savaşmayı anlatmalıyız onlara ve sonunda kazanmayı öğrenmeliyiz. Yaşamı ne olursa olsun sevmeliyiz, ama dimdik, ezilip büzülmeden bir yaşam bu benim kastettiğim, uyuz kediler gibi bir köşede önüne bir takım artıklar atılmasını beklememeli bir insan ve yaşamı başkalarının çizdiği sınırlar içerisinde kabullenmemeli. Kendi mantığı ve doğru bulduğu yaşam tarzı için savaşmalı. Elbette ki saltanata alışmış efendiler buna izin vermeyeceklerdir. Şimdi olduğu gibi… Onlar isterler ki, kendileri gönüllerince yaşasınlar, her şeyin sahibi olsunlar, her şeye hükmetsinler ama diğerleri yalnızca kendi tespit ettikleri alanda ve kendileri izin verdiği ölçüde yaşamlarını sürdürsünler, ezilerek, sömürülerek, aşağılanarak. Bizde diyoruz ki; biz yaşamı seviyoruz, ey kan emici efendiler! Hem de sizin sevdiğinizden çok fazla seviyoruz. Bu yüzden de yaşamı sizin çizdiğiniz sınırlar içerisinde kabullenmiyoruz ve yaşamımızı sizin izin verdiğiniz ölçüde sürdüremeyiz. İşte size başkaldırıyoruz ve üç beş şiş göbeklinin milyonlarca insanı sömürüp ezemediği yepyeni bir dünya kurmak istiyoruz. İşte biz bunun için yaşıyoruz. Bedeli çok ağır ve meşakkatli olsa da böyle bir yaşamı seviyoruz ve savunuyoruz.
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.