Gönderi

250 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Neden benim ben?
Venedik’li bir genç Türk korsanlarınca tutsak edilerek İstanbul’a getirilir ve köle olarak satılır. Astronomiden, mühendislikten ve resimden anladığına inanan bu genç kendine çok benzeyen bir Osmanlı tarafından satın alınır. Padişah’ı yaklaşan tehlikeye ilişkin uyarmak ve batılılara karşı geri kalmak istemiyorsa yüzyıl önceki gibi bir rasathane yapılmasına izin vermesini sağlamayı yegane hedefi belleyen bu Osmanlı, Venedikli köleden batılıların nasıl yaşadıkları, neler yaptıkları, nelerle ilgilendiklerini duymak ister. Yıllar geçtikçe hikayeleri onları veba salgının kol gezdiği İstanbul sokaklarına, Çocuk Sultan’ın düşsel bahçelerine, av gezilerine, inanılmaz kurtarıcı bir silahın yapımına ve hepsinden önemlisi “ neden benim ben?” sorusuna götürecektir. Hikaye ilerledikçe gölgeler yer değiştirir, sahip köle, köle sahip ve her ikisi birden tek, “ben” olurlar. Hayranlık uyandıran, çok keyifli bir hikaye... Orhan Pamuk’tan yine bir başyapıt. İnci gibi dokunmuş hikayenin her cümlesi sarıyor insanı... Orhan Pamuk'un Mesnevi'den çok etkilendiğini biliyoruz; Beyaz Kale'deki sahip-köle ilişkisi, aynadaki suret, birbirini tamamlayan iki kişi, tek benlik göndermeleri yine Mesnevi'ye saygı duruşu... Okuyun, beğenirsiniz...
Beyaz Kale
Beyaz KaleOrhan Pamuk · Can Yayınları · 19909,1bin okunma
·
53 görüntüleme
Alper T. okurunun profil resmi
Beyaz Kale'yi okumadan, birkaç okuma öncesi Sthendal'ın "İtalya Hikayeleri"ni okumuştum. Benzer bir giriş vardı iki eser arasında. Zaten Orhan Pamuk' da kitabın sonunda itiraf niteliğinde belirtmişti bu durumu. Çok iyi değildi fakat postmodernist yaklaşımlar bağlamında önemli bir eser Orhan Pamuk okumaları için.
AkilliBidik okurunun profil resmi
Merhaba, Orhan Pamuk ile ilgili "intihal" iddiaları çok kereler basında yer buldu ve ciddi bir kitle tarafından da satın alındı. Yanlış hatırlamıyorsam bahsettiğiniz Stendhal'dan "intihal" iddiası "Beyaz Kale" değil, "Kar" romanına ilişkin. "Beyaz Kale"ye yönelik olarak Murat Bardakçı Fuad Carım'ın yazılarından intihal yapıldığı iddiasında bulunmuştu. Ben Orhan Pamuk'un tüm eserlerini okudum, kendisini ilk çıkttığı yıllardan beri takip ederim. Basın ve entellektüel camia ile ilişkileri başından bu yana hep sorunlu oldu -ta Yeni Hayat romanının reklamları sırasında-; Nobel alması ile birlikte de had safhaya çıktı -Yaşar Kemal ile kıyaslamalar, reklam ile sattığı iddiaları, vs...-. İntihal ile ilgili yazıları da okudum. Benzerlikler var ve bence bu bir sorun değil; zira dünya edebiyatında birçok büyük üstad birbirlerinden etkilenmiştir, bunda bir sorun olmadığı gibi tersine işin doğası bu, zenginliği sağlayan da bu... "İntihal" ise bir suç, açık bir hırsızlık, ki ben bu konuda okuduğum yazılarda sadece cımbızlanmış cümlelerle vurgulanmaya çalışılan kısımlara değil bütün metinlere baktığımda bir "intihal" görmedim. "cımbızlanmış" metinlerin çoğu kez skandal haber seven basınımızın marifeti olduğunu düşünüyorum:) Türkiye'de başarılı insanları gömme konusunda özel bir yeteneğimiz var bence, hani Zebani cehennemde demiş ya "kaçmasın diye Türklerin başında durmaya gerek yok, onlar birbirlerini ateşin içine çekiyorlar zaten." işte o hesap... Velhasıl ben Orhan Pamuk okumayı seviyorum; bu başarıya başkalarının eserlerini kopyalayarak ya da onlardan esinlenerek geldiği, dolayısıyla kendisinin sanıldığı kadar yetenekli olmadığı imalarına katılmıyorum. Sevgiler,
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.