Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Kitabın başında Mina Urgan'ın incelemesi vardı. Atinalı Timon Shakespeare'in olgunlaştırmadan bıraktığı bir senaryo olarak görülüyordu. Bu düşünceye katılamadım doğrusu. Örneğin övülen Macbeth'de bir çocuklu sahne vardı ki: ''Yetmiş yaşında bir bilge mi konuşuyor.?!'' diye şaşırmıştım. Rahatsız eden bir şeyler vardı. Yine Atinalı Timon'u inceleyenlerin iki düşünceye ayrıldıklarını söylüyordu. Tragedya olarak görenler ve görmeyenler. Görmeyenlerin dayandığı nokta, mutlu sonla bitmesiymiş. Bana göre ''mutluluk'' da göreceli bir konu. Alcibiades'in Atina'nın ileri gelenleriyle bir uzlaşmaya varıp savaştan vazgeçmesiyse mutluluk, zihnimde oluşan şu oluyor: ''Anlaştığı kişiler aynı ikiyüzlülerdi. Eninde sonunda karakterlerini ortaya koyacaklardı. Bir düzelme, hatalarını gerçekten anlama değildi özürleri. Sadece şartların aleyhlerine olduğunu anlayıp, kelime oyunlarıyla kurtulmayı hedeflediler ve başardılar.'' Sahakespeare'in ''Atinalı Timon'' adını verdiği kitapsa baz almamız gereken, tam da adını taşıyan kişinin tragedyasıydı. Başından beri her şeyin farkında olan ama insanlığa bir şans veren birini gördüm ben Timon'da. Son sözleri, başından beri insanları ne denli iyi tanıdığını gösterdi bana. Ve bu şansı insan denen azmanların, yine sadece çıkar için kullandıklarını gördüğü için yıkıldı. Her şeyden nefret etti. Onun tragedyasını yüreğimde hissettim. Diğer kitaplarında belki prototip oluşturacak kişiler işleniyor olabilir ve başarılıdır da, sözüm yok. Ama bu kitapta tüm insanlığı ilgilendiren, çok derin bir konu vardı. Okunmalı derim.
Atinalı Timon
Atinalı TimonWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20081,781 okunma
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.