"İnsan birisine fazlasıyla yaklaştığında yeni bir kimlik oluşuyor" diyor yazarımız.
Kitap boyunca karakterimiz kendini insanlarda bulmaya ve anlamlandırmaya çalışıyor. Çevresine, aşklarına, çocukluk arkadaşlarına göz gezdiriyor kendinden bir parça bulabilmek ve kendini anlamlandırmak için. Bir süre sonra bu anlamlandırma dürtüsü ile başa çıkamıyor, ki hangimiz dürtülerimizle başa çıkabilmişizdir? Belki dürtülerimizden haylazca bir keyif aldığımız ve kaçamaklarla dolu bir maceraya atılmak istediğimiz içindir buna son veremeyişimiz, kim bilir?
Herkese sağlık ve kitap dolu bir ömür dilerim :)