İçimi çekerek kendi kendime, "Bu dünyada ne suç işledim?"
diyordum. Yaşamak için doğmuştum, yaşamadan ölüyorum. Sanırım kusur bende değil ve beni yaradana,
yapmama fırsat verilmeyen iyilikleri sunamazsam da, hiç değilse engellenen iyi niyetlerimi, katışıksız
ama etkili olmaktan alıkonmuş duygularımı ve insanların aşağılamasına karşı sarsılmaz bir sabrı
sunabilirim? Bu düşünceler beni duygulandırıyordu; ruhumun, gençliğimden beri; olgunluk dönemimde
insan toplumundan beni çıkardıklarından beri ve yaşamımın sonuna kadar çekileceğim yalnızlık
köşemdeki saldırılarını gözden geçiriyordum.