“Yüzüm altın rengidir ama ben demlendirdim boyalarımı. Taranmamış yünü ikinci gece boyaya bastırdım, işlenmiş yüne üçüncü gece emdirdim boyayı. Adaların hükümdarları hâlâ yarışır dururlar bu kızıl kumaş için. Tanrı'nın yarattığı gerçek renklerle oynayarak günah işledim gençlik günlerimde. Melek, bana koç ile kaplanın aynı renkte olmadığını söyledi. Şeytan ise, Kadiri Mutlak öyle olmalarını isterdi, o senin hünerin ve boyalarından yararlanıyor, dedi. Artık biliyorum ki, melek de şeytan da hakikatten saptılar ve biliyorum ki, tüm renkler iğrençtir.” Sayfa,62
Jorge Luis Borges
•••
Güzel bir cumartesi günü, Borges masalından daha güzel bir şey yok...
“Alçaklığın Evrensel Tarihi”nin okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Kısa öykülerden oluşan ve insanın ne kadar aşağılık bir varlığa dönüşebileceğini gösteren bu kitap gerçeküstü ve çok ilginç. Gerçekliğin adeta sorgulandığı, sanal ile gerçek olanların karmaşık hale geldiği günümüz postmodern dünyasını sembolize eden hikayeler Borges ile bu yeniden karşılaşmada yine beni hayran bıraktırdı...
Borges metinleri her zaman sadece okuyucu için estetik bir zevk değil, gerçeklik görüşümüzü uzatma egzersizi oluşturur, aklımızın sınırlarını zorlar. Bu nedenledir ki ben bu “deli” adamı okumayı çok keyifli buluyor ve seviyorum. :)
Kısacık eserlerinin arka planında yoğun felsefi anlamlar barındıran bu muazzam yazarın birkaç kitabına daha güzel bir dalış yapacağım önümüzdeki birkaç gün. Herkese iyi okumalar :)