Gönderi

Diyor ki Mevlânâ: “Senin kabın küçükse deryanın bunda suçu ne?” Demek ki, aslında konuşma çabası, ki anlamayı öngerektiriyor, insanın kendi kendisiyle ilgili bir çaba esasında. Çünkü ancak anlayarak kendi varlığını genişletebilir. Dünyayla daha anlamlı ve hakikatli bir ilişki kurabilir. Demek ki, konuşmak öncelikle konuşanı ilgilendiren ve aslında, esasına bakarsak, onda başlayan ve maalesef çoğunlukla onda biten bir olgunlaşma girişimidir. Yoksa anlaşılmayı bekleyerek anlama çabasında olmak da, belki sana haksızca bir yargı gibi görünebilir ama, hamca bir davranıştır. Bir insan anlaşılmayı talep ederek, karşılığını bekleyerek anlamaya çalışmamalı. Hem zaten karşılıklılık yasası, bana hep ölçüyü, çoğu zaman da tartıyı hatırlatıyor. Aldığın kadarını vermek ya da tersi. Kim bilebilir ki, almayı hak ettiğini sandığı kadar verdiğini? |
Osman Çakmakçı
Osman Çakmakçı
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.