Gönderi

"İnsan bütün bunlarla nasıl baş edebilir ki, diye çaresizliğe kapıldı. Mantığım intihar et diyor. Oysa ben yaşamak istiyorum! Her şeye rağmen yaşamak istiyorum!" “Neydim ben? Hayır, neyim ben? Aslında neyim? Görünüşünden küfür olduğu anlaşılmayan iki bacaklı bir küfürüm!” "Bu nasıl mümkün olabilir, diye düşündü tekrar. Bunların hepsi sanrıdan ibaret. Daha bir hafta önce Becker Hurda Ltd. Şti.’nin sahibiydin... daha birkaç saat önce otuz bini aşkın markı olan bir adamdın... evet, her şeye karşın daha birçok seçeneği olan bir adamdın. İnsanın cebinde otuz bin markı varsa pekâlâ yaşamını sürdürebilir. Sayısız olasılığın vardı... tek yapman gereken onları değerlendirmekti! Tüm bu yolculuklar, mücadeleler, endişeler, kendine eziyet etmeler, kafa yormalar... hepsi boşunaydı. Bütün hayat, bugüne kadar elde ettiğin her şey boşunaydı... Berlin’de tüccar Otto Silbermann olarak dolaştın... bir ailen vardı... dostların vardı... hayatın içindeydin... çok güzel bir şekilde hem de... kök saldın... Hayır, kök salmadın, sadece öyle sandın... asıl hayat burası, gerçek hayat... Buradaki şu bank... boşalmış ceplerin... girmeye cesaret edemediğin şu karakol... işte Silbermann’ın gerçek, esas varlığı... Bir bankta oturuyorum... boşlukta... üstelik gar kapanınca beni banktan da kovacaklar."
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.