Gönderi

637 syf.
7/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Ares Kitap yayınından okudum ve çevirisinden ötürü sanırım çok da keyifle okuduğumu söyleyemeyeceğim. Yazıldığı dönemin ve Tolstoy'un fikir dünyasını yansıtan, o dönemde insanların kurtuluş yolu gördüğü komünizm, devrimi kitap boyunca hapishanede ve sürgündeki, kürek cezasına çarptırılmış mahkumlardan, yaşadıklarından, dönemin haksız yargılamalarından, insanları statülere ayıran dini inançları, siyasi görüşlerinden vb farklı birçok tabloyla gözlemleyebiliyoruz. Ana kahramanımız da tüm bu gördükleri doğrultusunda uyanan vicdanının peşinden giderek esas çözümün ne o dönemin egemeni olan kapitalizmde, ne de buna çözüm olarak türemiş bulunan komünizmde olmadığı sonucuna daha öncekilerde fark edemediği ayrıntılar ve hissiyatlarla okuduğu İncil sayesinde varıyor, ve kalan ömrünü de kavuşmuş olduğu bu iç huzurla sürdürmeye karar veriyor. *Devamı daha ayrıntılı bir özetleme* Hayvani arzu ve ihtiraslarının peşinde koşmaktan ruhu kayıplara karışmış olan Prens Nekludov, bir gün jürisi olarak bulunduğu bir dava sırasında gençliğinde işlediği korkunç günahını anımsar, hayatını mahvettiğini düşündüğü masum kadının, geçmişindeki masum duygularının peşinden gitmeye karar verir. Bu uğurda tüm mal mülk ve saygınlığını kaybetmeye hazırdır, ki yaşadığı dönemde bir insanın değerini yalnızca bunlar belirlemektedir. O ilk karşılaşma anından itibaren içinde uyanan vicdanın peşinden giderken bazen yine o eski yaşantısına dönecek gibi olsa da kararlılığından şaşmaz, bu koca değişimin ufak engebeleri olarak gördüğü o yanıltıcı durumları fark ettiği an uzaklaşmaya gayret eder. Ruhunun dirilişi artık başlamıştır ve bunu takip eden zamanda yaşadıkları, tanıştığı insanlar, daha önce hiç fark etmediği insanların gerçek dertleri, tüm emeğini ortaya koyan işçi sınıfın hak ettiği yaşamı sadece adı sanı statülü bir tanıdığı var diye yaşıyor olan aslında tembel, bencil, bilmiş burjuva sınıfının olaylar karşısındaki hal ve tutumları da bu dirilişi hızlandıran etkenler olmuştur. Nasıl oluyordu da metresiyle bir an önce buluşabilmek adına olayların iç yüzünü bilmeden davayı sürdüren mahkeme başkanı ve ondan geri kalmayan diğer üyeler masum bir kadını, sırf içine düşürüldüğü hayat şekli yüzünden yalancı ve katil kabul edilebiliyor, aslında ahlaksızlığı gizliden gizliye yaşayan üst takım da bu kadını yargılayıp hakkında hüküm verebiliyordu? Nasıl oluyordu da bir insanın hüküm giymesinin nedeni işlediği eylem değil de mensubu bulunduğu siyasi gruplar olabiliyordu? Nasıl oluyordu da suç işlemekten başka çaresi olmayan bir hayata itilmiş olan insanların neler yaşadığını kimse aklından geçirmiyor, o şartlar altında da olsa iyi ve ahlaklı kalması gerektiğine inanıp, bu yolsuzluğu şiddetle, cezayla, onları insanlıktan hayvanlığa dönüştürmeye zorlayarak, zorbalıkla bu düzeni kuracaklarına inanabiliyorladı? Tüm bu çıkmazların farkına varan ve insanlara yardım etmek için hayatlarından, yerlerinden vazgeçen devrimci bir grup da vardı lakin onlar da çözümü yine şiddetle sağlayacaklarını sanıyorlardı. Sonuçtaysa yalnızca yer değiştiren iki grup olacak ve hüküm süren yine adalet olamayacaktı. Kahramanımız kararlılıkla yürüdüğü bu yolda karşılaştığı her olaydan sonra doğru yolda olduğunu hissederek davasını sürdürmekteyken bir an bir aydınlanma yaşıyor ve diriliş tam anlamıyla gerçekleşmiş, ruhu aydınlığa kavuşmuş oluyor. İsa'nın öğretilerinin aslında bunca zamandır yanıt aradığı sorularına cevap verebilecek yegane kaynak olduğuna karar veriyor, aslında çözüm ne şimdiki ne gelecekteki hükümetin koyduğu yasaların muntazam ilerleyişinde. Çözüm insanların birbirlerini hangi koşulda olursa olsun sevebilme, bağışlayabilme yeteneğinde saklı.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,5bin okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.