"Tutkular düşüncelerin ilk aşamasından başka bir şey değildir: onlar genç kalbin malıdır ve kim bütün ömrünce onlarla heyecanlanacağını sanıyorsa budaladır; bir çok sakin nehir, gürültülü şelalelerle başlar, oysa bunlardan hiç biri zıplayıp köpürerek denize kadar akmaz. Ama bu sessizlik çoğunlukla, büyük, ama gizli bir gücün işaretidir; duyguların ve fikirlerin dolgunluğu, derinliği, çılgın eğilimlere engel olur; ruh ıstırap ve sevgi duyarken kendinden kesin bir hesap sorar ve bunun böyle olması gerektiğine inanır. O bilir ki fırtına olmazsa güneşin sürekli ısısı kendisini kurutur; kendi hayatının içine işler; kendi kendini sevgili bir evlat gibi okşar ve cezalandırır. Bir insan ancak kendi kendini tanımanın bu yüksek haline erişince Tanrı'nın adaletini ölçüp biçebilir."