Birisini çok sevseniz, Ona aşık olsanız... Hayranlık, dostluk ve şefkat bu aşkınızı beslese... Yıllarınızı birlikte geçirseniz... Onun için dünyanın en unutulmaz şiirlerini yazsanız...Ve, bir gün sizi yapayalnız bırakıp ölse...Perdelerinizi kapatıp her yanında onun izleri olan evinize kapansanız... Artık yanınızda olmayan sevdiğinizin anılarını düşünseniz... Sonra, artık size sahipsiz görünen odalardan birine girip onun dolabını açsanız... İçinde isimler olan bir defter bulsanız... Sevdiğinizin sizinle beraberken sizi aldattığı insanların adları, uzun bir liste olarak yazılı olsa orada.. ne yaparsınız, ne hissedersiniz?? Ünlü Fransız şair Aragon, karısı romancı Elsa Triolet öldükten sonra günlüklerini bulur. Bu günlüklerde elsa kocasını defalarca aldattığını anlatır. Aragon, fransızlar tarafından bir idol kabul edilir. Eşine yazdığı aşk şiirleri pek ünlüdür. Aragon, elsa öldükten sonra ona olan aşkından dolayı bunalıma girip münzevi bir hayat yaşarken bir de bu günlükleri görünce çıldırmıştır. Aklıma nedense çok tiksindiğim ayşe kulin’i getirir bu acıklı hikaye. Bu Kitabında şöyle diyor; “keşke nazım bana birkaç dize yazsaydı.. beni aldatsa bile hiç önemli değil”. Bu kadar aşağılanmayı bir fransız bile reddediyor. Düşünün ki bu ayşe kulin.. toplum kimi okuyacağına biraz hassasiyet göstersin. Okudum ve ayşe kulinden tiksindim..

İçimde Kızıl Bir Gül GibiAyşe Kulin · Everest Yayınları · 2012729 okunma

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ban