Gönderi

Sonra bahçıvan beyaz bir gülü avuçladı ve, "Gül" dedi, "Esasında beyazdı. Bir gün etrafında şakıyarak ona aşkını sunan bülbülü azarlayıp kovunca, bülbül divane kesildi. Sinesini gülün dikenlerine çaldı. Vurdukça takati kesildi ve canını teslim ettiğinin farkında bile olmadan düşüp öldü. Gül, aşkı için canından vazgeçen bülbülün encamından öyle teessüre kapıldı ki, gövdesini boyayan kanı emdi emdi ve o günden sonra da kızıl açmaya başladı. O aşktan kala kala silinmeyen bir teessür ve bülbülün kanının hatırası kaldı güle. Derler ki o teessür, gülün ömrünün az oluşunun da sebebidir.
Sayfa 23 - TimaşKitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.