Gönderi

J. Languschi'ye göre " (Fatih'in) iddiasınca dünyada bir tek imparatorluk, bir tek iman ve bir tek hükümdarlık olamalı imiş. Bu birliği kurmak için de dünyada İstanbul'dan daha lâyık bir yer yok imiş. Bu şehir sayesinde Hıristiyan dünyasını hükmü altına alabilirmiş." Bu sonuncu cümle, Fatih'in kayserlik geleneğini nasıl bir anlayışla benimsediğini açıklar. O, bu sıfatı siyasi bir araç, fetihler için meşru bir hareket noktası sayıyordu. O hanlık, gazilik ve kayserlikte, her üçünde de evrensel hakimiyetin yolunu görmekte idi. Çağdaşı Kemal Paşazâde "tedbiri cihangirlik zikrinde idi" diye Fatih'in gerçek emelini açıklar. Fatih, aynı amaçla Rum Ortodoks Patriği'ni, Ermeni Patriği'ni İstanbul'da payitahtında yerleştiriyor, 1456 tarihinde Amurutzes'e bir dünya haritası yaptırıyordu. Özetle, Fatih kendi şahsında Türk, İslâm ve Bizans geleneklerini bağdaştırarak klasik Osmanlı padişahını yaratıyordu.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.