“Henüz ölmemiş ölüleriz.”
Her bir cümlesinin altını çift çizgilerle çizmek istediğim beni büyülü gerçekçiliğin asıl gerçekliğine çeken “Hem her şeyin içinde, hem de her şeyin dışında” zamanın çok öncesinde ve zamanın çok sonrasında ama şimdide olan “Ölü Zaman Gezginleri” 2 bölüme ayrılmış 16 hikayeden oluşan bir başyapıt. Hasan Ali Toptaş her kelimesiyle mükemmeli yakalamış yine. İlk kez okuyanlar için “Kim, kiminle, nerede, ne zaman, nasıl?” sorularını sürekli sordurabilecek bir eser. Zaman denen şeyin giderek ritmini yitirdiğini bir şekilde herkese fark ettiriyor. Düşlerde yol almaya başlıyoruz okudukça. Uzak kavramını anlamının dışı olacak kadar yakın göstererek çok uzaklara götürüyor bizi. Kısacası zaman duruyor ve zamansız bir zamanda sessizliğin sesine; karanlık, hüzünlü ve büyülü cümlelere kulak veriyoruz. Çünkü “geçmişi küçük anlarda, geleceği de düşlerde arayıp bulmaktan başka seçeneğimiz yoktu.” demiş yazar. Onunla birlikte düşlerde yol aldıkça “bulunmazı”nızı bulabileceğiniz güzel yolculuklar diliyorum!
Muhteşem bir kitap.Sözcüklerle ancak bu kadar güzel oynanabilir.Herbir hikaye ayrı bir lezzetti,ayrı bir düş yolculuğuydu benim için.:).İnceleme için teşekkür ederim 👍👍