Gönderi

Belagat ve zevk
Tahkikat-ı sabıkamızla ma'lum u müsteban olur ki lisan-ı Arabi'nin husul-i melekesi ancak kelam-ı Arab'ı kesret-i hıfz iledir. Şöyle ki: Kelam-ı Arab'dan pek çok şeyleri hıfz eden kimsenin hayalinde Arab'ın terakibi nesc ettikleri minval mürtesim olmakla o dahi o minval üzre nesc-i kelam edip onların içinden ne'şet etmiş ve ifade-i meramda meleke-i müstakırra hasıl oluncaya dek ibarat-ı Arab ile ülfet ü i'tiyad eylemiş mesabesinde olur. ... Ma'lum ola ki "zevk" lafzı ulema-yı beyan beynlerinde mütedavil olup ma'nası, lisanda belağat melekesinin husulüdür. .... İşte şu melekeye rasih u müstekarr olduğu halde ashab-ı fenn-i beyanın mustalahı olan "zevk" ismi istişare olunmuştur. Çün ki fi'l-asl bir nev'-i tu'm u lezzeti idrak etmek demek olup, tu'm nasıl ki lisan ile idrak olunur ise bu meleke dahi lisanda vicdani bir keyfiyet olduğundan ona "zevk" denilmiştir.
Sayfa 348 - YEK
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.