Beni delirten kitaba yorum girmek için sonunda enerjimi toplarladım. Yazara olan çılgın sevgimin tarifi yok. Tanrıça serisini o kadar çok okudum ki seri kitaplığımdaki en eski kitaplar gibi duruyor. Aşırı severim. Ama Ay Kadını benim için feci bir hayal kırıklığı oldu. Yazarın kalemine diyecek bir şey yok. Kurgu da uğraşılmış kabul ama zerre ilgimi çekmedi. Beni öyle yordu ki ben nefret ettiğim kitapları bile bitirmeden bırakmazken bu kitaba bir ay ara verdim siz düşünün. İlk 300-350 sayfa bomboş. Okudum, okudum ve okudum ama zerre kadar anlam ifade eden bir şey bulamadım. Bu süreçte bana tek iyi gelen tarafı karakterleri sevmiş olmam. Onun dışında anlamsız bir 300 sayfa okudum. Sonra tam toparlıyor gibi oldu ve yine anlamsız bir şeye dönüştü. Bir kere bazı şeyleri midem de kaldırmadı zaten ve o anlarda yine kitaba olan ilgim dağıldı gitti. İşin garip tarafı ise son 70 sayfa o kadar iyiydi ki. Yani o sayfalar 200 sayfa olması gerekirken neden son 70! Ve tabii sonra kitap bitti. Anlayacağınız güzelleşti dediğim anda yazar bitirdi! Bir cinnet anı da buraya ekleyin! Zaten anlatımda karışık. Mari ve kabilesi bir yandan, Nik ve kabilesi bir yandan derken ortada bir de başka bir gözden anlatılan iğrenç şeyler vardı ve o kısımlardan tiksindim. Zorladıkça zorlamış yazar yani, neden? Nik, Mari ve yazarın hatrına biraz da son 70 sayfa hatrına 2.kitabı okurum belki. Şu an yaram çok taze ondan görmek istemiyorum kitabı ama muhtemelen devamı gelene kadar yatışırım. Yani kısaca -pek kısa olmadı- ben tavsiye etmiyorum. Yazarı okuyacaksanız Tanrıça serisinin dışına çıkmayın derim.

Ay KadınıP. C. Cast · Pegasus Yayınları · 202023 okunma

·

150 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuğba Atıcı Coşar