Gönderi

3. Geleneksel Şeb-i Arus Etkinliği ( 17 Kasım-17 Aralık)
Hz. Mevlâna'yı Şems ile aynileştiren nasıl bir aşktı, ruhlarının birleşmesi nasıl bir bütünleşmeydi ki, asırlar geçtiği hâlde hâlâ gıptayla söylenmekte... Nasıl bir özdeşleşmeydi ki, "bir" olarak anılmakta... Nasıl bir coşkuydu ki, iki coşkun denizin kavuşması olarak görülmekte... Nasıl bir kutluluktu ki, O'nun kudreti karşısında
··3 alıntı·
2.042 görüntüleme
Layezal  ރ okurunun profil resmi
İnanmışsan artık savaş safına gel ki senin meclisin gökyüzündedir. Yüzlerce ulaşma ümidiyle kalk, ey kul, mihrap önündeki mum gibi dinel. Başı kesilmiş mum gibi bütün gece arayıp isteme yüzünden ağla, gözyaşları dök, yan dur. Yemekten, içmekten ağzını yum, gök sofrasına koş! Her an ümidini gökyüzüne bağla. Gökyüzü havasıyla söğüt gibi titre! Sana anbean gökten su ve ateş gelip durmada. Rızkını artırmadadır. Seni de oraya götürürse şaşma. Aczine bakma, isteğine bak. Çünkü bu istek, sende Tanrı'nın bir emanetidir. Her isteyen kişinin istenmesi yerindedir. Çalış da bu istek artsın. Bu suretle de gönlün şu ten kuyusundan çıksın. Halk, filân yoksul öldü desinler, sen de a gafiller, diriyim ben. Bedenim, yapayalnız yatmış, uyumuş ama sekiz cennet de gönlümde açılmış de! Can, gül ve nesrin içinde uyuduktan sonra beden, şu pislikte kalmış? Ne gam! Uyumuş canın bedenden ne haberi var? O, ister gül bahçesinde uyusun, ister külhanda. Can, şu su rengindeki âlemde ''Keşke kavmim, Rabbim beni ne yüzden yarlıgadı, bilseydi'' diye nara atmada. Can, şu bedensiz yaşamayı istemezse peki, gökyüzü kimin sayvanı olacak? Canın, bedensiz yaşamayı dilemezse ''Rızkınız gökyüzündedir'' nimeti, kimin kısmeti olacak? Mesnevi-i Şerif C:VI b. 1727-1743
Meczup okurunun profil resmi
"Bilginlerin kötüsü, beylerden yardım gören, beyler yüzünden düzelen, doğru yolu tutan kişidir."
Fihi Ma Fih
Fihi Ma Fih
Layezal  ރ okurunun profil resmi
“İnsanlara hizmete memur edilmiş olan bir kimse, vazifesinde adaleti yerine getirmezse Cenab-ı Hakk, o kişiyi tepesi aşağı cehenneme terk eder.” Hazreti Muhammed Allah’ın isimlerinden biri de ‘Adil’dir. Çok adil olan, asla zulmetmeyen, hak ile hükmeden manalarına gelir. Bakın Hüdavendigar Mevlana ne güzel buyurur ve der ki: “‘Kalem yazdı, mürekkebi bile kurudu’ sözü insanı, en önemli işe teşvik etmek içindir. Şu halde kalem, herkesin işine layık olan mükafat ve mücazatı yazmıştır. Eğri gidersen kalem de sana eğri yazar. Doğru gelirsen kalem de kutluluğunu artırır. Zulmedersen kötüsün, gerisin geriye gittin. Kalem bunu yazdı ve mürekkebi kurudu. Adalette bulunursan saadete erersin, kalem bunu yazdı, mürekkebi bile kurudu. Elinle hırsızlık edersen cezasını çekersin. Kalem yazdı, mürekkebi bile kurudu. Şarap içersen sarhoş olursun. Kalem yazdı, mürekkebi bile kurudu. Reva görür müsün ki Tanrı, işten kalsın, hiçbir şey yapamasın. İş, benim elimden çıktı, bir şey yapamam artık. Benim yanıma bu kadar gelme, bu kadar sızlanma desin, ‘Kalem kurudu’ sözünün manası, benim yanımda adaletle sitem bir değildir. Ben, hayırla şerrin arasına bir fark koydum. Kötüyle daha kötüyü de ayırdım demektir.” Hiçbir kimse Allah’tan ayrı değildir. Allah kimseyi ayırmaz. Allah yalan söylemez. O, istediğine ‘Beri gel’, istemediğine ‘Öteye git’ demez. İnsan olmanın en önemli şartlarından biri de adil olmaktır, Hakk’ın hakikatlerine sıkı sıkıya sarılmaktır. Kararlarımızda daima adaletli olmalı, doğruluktan ve sözümüze sadık olmaktan ayrılmamalıyız. Daima gerçekleri dile getirmekten çekinmemeli, her ne olursa olsun dürüst olmalıyız. Allah, yarattıklarına düşüncede, sözde ve davranışta daima doğru ve adil olmayı öğütler. Bunun aksi davranışlara sapılması, maneviyatımızın kirlenmesiyle neticelenir. Eğer birisine haksız ve adaletsiz davranırsanız, siz de benzer haksızlıklarla karşılaşır, yaptığınız yanlışları anlayana dek bedel ödersiniz. Aslında Allah sizi mahkum etmez. Hatta O, istediğinizi size vermiştir; siz kendi yaptığınız işin sonuçlarına kendinizi mahkum edersiniz. Bu ilahi yasa gereğidir. İnsan, Allah’tan değil, kendi nefsinden korkmalı. ‘Adil’ olan yumuşak huylu olandan korkulur mu? Ne diyor Hazreti Ali... “Bin sefer mazlum ol, ama bir sefer zalim olma...” Çünkü Allah zalimin değil, mazlumun yanındadır. Eğer adaletin özünü ararsan, Can gözü açık vicdan sahibinden öğren. O vicdanı nerde bulayım dersen, Gerçek bilgin olan İnsan-ı Kamil’den öğren. Gerçek bilgin olan kılı kırk yarar, Vicdanına sormadan vermez karar, Vicdanı olmayan kul neye yarar, Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran’dan öğren. Gör ki Dede neylemiş, Adaletin özünü beyan eylemiş, Burada bir gerçek daha söylemiş, Onu da değişen zamandan öğren... Allah'a emânet olun. Huu…
Meczup okurunun profil resmi
Eyvallahuuu Allah razı olsun Senden cidden Canı gönülden teşekkür ederim
Fatih KABACI okurunun profil resmi
Tövbenin ispatı Sevdiğini iddia etmek kolaydır. Ama bunu ispatlamak lazımdır. Fihi ma fih 15. Sayfa
194 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.