Gönderi

Seni seviyorum, biliyorsun,” dedi Miranda, ona bakmadan. “Girdiğin her kılıkta, güçlü ve zayıf yanlarınla. Bundan daha emin olduğum bir şey yok.”“Miranda.”Miranda ona bakamadı. Yüzünü görmeye dayanamazdı. Acısına gözlerini kapattı ve kapının kolunu tutup açtı.“Gitmek zorunda olduğumu da biliyorum. Belki Paris’e. Bir süre için. Bak ben de bir şey saklıyormuşum. Belki dönüşte seni görürüm.” Bu bir soruydu. Bir tasa. Bir dilek. Yanlış kaynamış kırık bir kemik.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.