Kişi ne olduğunu deneyerek bulmak zorunda olandır. Kişi ne olduğunu denemiyorsa, olduğu değildir - yani, kişi değildir. Kişi bir deneydir. Ya da kişi, kendi kendini deneyen bir deneydir.
Anlaması hiç bitmez uygar kişinin; anlamadıklarının da sonu gelmez- hep anlamayan insandır uygar kişi; çünkü şunu anlamıştır: anlaması biterse, uygarlığı da bitmiş demektir.
Yeni bir yer bulmak amacıyla bir yön tutturup yola çıkan, yürüyen kişi, nereden bilsin ki artık hep yersiz kalacak... -Yer, bir kez terk edildi mi, artık bir daha, yeniden, bulunamaz: Yola bir kez düşen, artık hep yersizdir.
Gerçekler öldürmez. İnsanları genellikle öldüren, bilinçli olarak yaşanınca gerçeği ortaya çıkarabilen duyguların bilinçten itilmesi, yok sayılıp bastırılmasıdır.
Ait olduğumuz kültür ve atalarımızdan kalan miras başarı modellerimizi hayal bile edemeyeceğimiz yollarla biçimlendirir. Bir baika deyişle, başarılı insanların neye benzediklerini sormak yeterli değildir.
Bütün kavramların birbirine geçmesiyle, insanın kendisi için bir cümle bulması, içinden söylediğinde yaşamasına yardımcı olan o cümleyi bulması gitgide zorlaşıyordu.
Ekonomistler, yüksek kaliteli ev ziyaretleri, gündüz bakımı ve okul öncesi programları için harcanan her bir doların, sağlık gideri harcamalarında, madde kullanımı tedavilerinde ve hapishaneler için harcanan ödemelerde yedi dolarlık bir kar sağladığını göstermiştir.
Tutarlı bakım alan çocuklar kendilerini iyi düzenleyebilen çocuklar olurken, tutarsız bakım, kronik olarak fizyolojik uyarılmış çocuklar olmalarına neden oluyor. Ne yapacağı belli olmayan ebeveynlerin çocukları dikkat çekmek için yaygara koparmakta ve ufak zorluklarda yoğun hayal kırıklığı yaşamaktadırlar. Bu sürekli uyarılmışlıkları onların kronik olarak endişeli olmalarına neden olmaktadır.
Yoğun duygular yalnızca zihinde değildir aynı zamanda bağırsaklar ve kalbi de kapsar. ''Kalp, bağırsaklar ve beyin, 'pnömogastrik' sinir aracılığıyla son derece yakın iletişim halindedir.