Günümüz Türkiyesi
Sokağa gelince, bugün namuslu bir kadın sokağa çıkma mecburiyetini azap olarak bilir.Çünkü azıcık temiz ve şık oldu mu bütün erkekler tacizkâr tavırlar ve bakışlarla kendisini durmadan rahatsız ederler.Bu tacizi dil hatta elle yapmaya karar küstağlığa götürenler de olur.
Günümüz Türkiyesi
Para durmadan suyunu çekiyor. Sende var mı para ?
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
286 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Kitabın arka kapağında kitap ile ilgili paylaşmak istediğim detayların benden daha iyi ifade edilmiş olacağını düşündüğüm için aynen paylaşmak istiyorum; Yalılarda doğmuş büyümüş bir paşazade, bir Osmanlı soylusu... Leyla Hanım. Uşaklık kaderini değiştirme ihtirasıyla yanıp tutuşan bir İstanbullu... Ali Yekta Bey. Almanya'da doğmuş, seks modelliği yapmış bir hip-hop'çı... Rukiye - Roxy. Livaneli, birbirini hiç tanımayan bu üç ayrı kişiliğin yaşamını, bir "İstanbul romanı"nda birleştiriyor. Kentlisi-köylüsü, varsılı-yoksulu, din hocası, söz sahibi bankacısı, gazetecisi... Her birinin bir nedenle ötekinin yaşamına girdiği, onu değiştirdiği günümüz Türkiyesi... Ve bir roman kahramanı gibi öne çıkan pırıltılı Boğaziçi'nde, Bosnalılar Yalısı'nın ilginç dünyası... Bazı kitaplar vardır; insanın hayatına sessiz ve gizlice dokunan bir el gibi yön verirler. Livaneli'nin bu kitabı da okuduktan sonra ben de bu hissi uyandırdı. Neler olacağını bilmeden, nasıl etkileyeceğini bilmeden hayatımın bundan sonrasında belki bazı önemli karar noktalarında kitabın insan ilişkileri üzerine getirmiş olduğu bakış açılarından birisinin etkisiyle kararlar alacağım. Belki de almış olduğum kararda bu kitabın bir etkisinin olduğunun farkında bile olmayacağım. İnsan, yaşadıklarıyla yoğurulan ve şekil alan bir varlıktır. Kitapların en güzel tarafı ise yoğurulma safhasını yaşamadan şekil almanıza yardımcı olmalarıdır. İyi okumalar dilerim.
Leyla'nın Evi
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200628,8bin okunma
324 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Evettt. Gel gelelim batılılaşma, benzeşme ve örnek alma sonrası ülkenin geldiği son durum Avrupa Türkiyesi. Bir çok millete ve dine mensup Osmanlı ahalisi içinde tabiki bölünmezlik olabilirdi. Yönetim bi çare bu büyük ülkeyi toprakları yönetme çabası aklı selim savaştan uzak ama gereğince savaş uygulamaktır. II.Abdülhamid bunun güzel örneklerinden dir. İhtilalci Selanik paşaları ve askerleri yaptıkları hatayı içe dönük bölünmeyi perçinlemekte kalmadı topraklara da zaiyat verdirdiler. Her kim olursa olsun Ülkeye, Sultanı veya İmparatoru indirmek günümüz deyişiyle darbedir. Ülkenin ilerde daha güzel olabilme ihtimali elbetteki Allah’a kalmış onun rızasındadır. İhtilalci Selanik subay ve paşaları siyasi görgüsüzlükleri ve Avrupai gözü kamaştıran bu Allah’tan uzak dinsiz toprakların gözlerinde açmış olduğu heves , şehvet ülkeye darbe getirmiştir. Sonrasında Mustafa Kemal ve silah arkadaşları durumu düzeltmek babında elden gidecek olan toprakları geri almak adına savaştılar ama yine savaşan fakir milletti sebep bu paşaların darbeleri ve Avrupa özentisi ülkeyi bu hale getirdi. 600 yıldan fazladır ülke tebasını almış Osmanlı ceddi yönettiği bu topraklarda ülkeyi ülke yapan atalarımız bu insanları görseler utanırlardı. Şimdi kahraman olabilirler yaptıkları yetmedi kahraman görünürde fotoğraf sadece. Kim olursa olsun Darbe darbedir. Yazıklar olsun. Okuyun, okutturun, iyi okumalar.
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,9bin okunma
1584 devalüasyonu" diye anılan büyük pa- ra operasyonu yapılarak akçe değerinden % 50 oranında düşürül ec ektır. Artık O smanlı akçe sı de " kötü ve kara para" olmuştur. Ancak za manın yöneticileri bunun bir daha düzelemeyecek bir başlangıç olduğu- nun farkında olmayarak her şeyin yolunda gideceğini düşünmekteydiler.
Bilinçsizce kullanımdan, ilŞm zorlamadan, sürekli aşınmadan yorgun düşmüş topraklar üzerinde yaşıyoruz. Gidecek, göçecek ya da fethedecek bakir topraklar kalmadı; önümüzde arkamızda ya da çevremızde. Var olanla yetinmek, tüketmeden üretmek, var olanı korumak, gelecek kuşaklara yaşanabilir, aldığı borçları ödeyebilir bir ülke bırakmak zorundayız. Hep yinelendiği gibi, kültürel varlığımızı yalnız ata/aflmızdan yadigJr bulmadığımlZl, gelecek kuşaklardan da ödünç aldığımızı söyleyip duruyoruz ya artık bunun gereğini yapmak, geleceğe yönelmek zorundayız."
Reklam
446 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.