Bir gemici tanırım,
Kalbini bir limanda bırakmış,
Ya kaybolursa?
Ağlar çocukluğundaki gibi,
Kalbini almaya gidecek hâlâ.
Bir oğlan tanırım,
Derin yeşil gözlü,
Gönlü güney denizlerinin dibi,
Kalbi ise yerinde.
Birine vermeye gidecek,
Bir gemi arar durur Bulutlardan.
Bir şair tanırım,
Onunki içler acısı,
Kalbini asla vermemiş,
Çalmışlar,
Kalbi eski bir efsanede saklı...
Galiba insanların bütün uğraşlarının nedeni daha çok saygı görme arzusundan kaynaklanıyor. Bu döngünün kırılmaya başlandığı, çatlaklarından içeriye sorgu dolmaya başlandığı an, kişisel bir devrimin de başlangıcı oluyor.