Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kavminin, milletinin, kendisine bu kadar gönül bağladığı ve ölümüne bu kadar içten ağladığı bir halk kahramanı, tarih içinde yoktur...
Sayfa 530
Reklam
korkma la biziz, halk
Silva

Silva

@XXIII
·
01 Mayıs 11:40
Ama nasıl korkuyor ama nasıl...
Koskoca bir Türkiye daha bütün illerine kitaplık acamiyor; onlara gereken kadroyu, parayı ayıramıyor. Ben başkan olsam, kitapliklara önem veririm. Bir toplumun en büyük yerleşimden küçük yerlesimine kadar her yerinde kitapliklar varsa, halk kitap okuyorsa, o toplum her işine yetip artacak parayı bulabilir. Akıl uyanmayinca kafa çalışır mı? Aklı uyandıracak olan da kitap, kitaplik. Ben böyle düşünüyorum.
Bir halk anladığı zaman tehdit altında olur, yani kendisine illaki zararı dokunacak bir incelik derecesine ulaştığı zaman.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Elveda Gülsarı Romanı İncelemesi
Elveda Gülsarı
Elveda Gülsarı
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov'ın, Elveda Gülsarı kitabı Kazak-Kırgız folklörünü, yöresel yaşam tarzlarını, at ve binicilik üzerine hünerlerin konuşturulduğu oyunları çok iyi motif olarak sunan bir kitap.Sosyâl yaşamdaki hayat tarzları da buna eklenince kitabın altyapısı ve fonu çok güçlü oluyor.Bozkır kültürünü buram buram hissediyorsunuz.
Elveda Gülsarı
Elveda GülsarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202016,1bin okunma
Reklam
Gözlem yapmaktan âciz bir halk, analiz ve akıl yürütmenin ince ayrıntılarından ne anlar! Ama kendin sıradansan seni suçlayamam çünkü o eski vakaların zamanı geçti artık.
Sayfa 195Kitabı okudu
“İşte biz bu halka ‘akıllı, bilgili, anlayışlı, sezgili’ diyoruz. Yalan. Onları da, bizi de kandırmışlar, aldatmışlar. Biz de o yalanlara aldanıp körü körüne halk dalkavuğu olmuşuz. Acı gerçekleri öğrensek, öğretilmeden, eğitilmeden halkın bilgili, anlayışlı olamayacağını kavrasak, o zaman ne yapmamız gerektiği üzerinde düşüneceğiz. Ama, ‘Halk bilir, anlar...’ deyince düşünceye yer kalmıyor artık.”
Halk hep ezilendi, hep güçsüz bırakılandı, hep muhtaç edilendi. Savaşları liderler başlatır, masum insanların ölümleri bitirirdi.
“Sevgi üzerinden siyaset yapılmaz," dedi. "Halkın istediği şey sevgi değildir, çünkü sevgi fazla değişkendir. Halk despotizmi yeğler. Özgürlüğün fazlası kaosa yol açar.”
Reklam
"Türklük rençberlik demek oldu."
İktisadi ve içtimai hakimiyetler başka unsurlara geçtiği sırada Türk, bir şey kaybettiğini anlayamıyordu. Çünkü onun nazarında yalnız Osmanlı milletini takip eden sınıflar vardı. Kendisinin bazı sınıflardan -velev ki bu sınıflar zamanımızda en ehemmiyetli tabakaları teşkil etsin- çıkarılmasına hiç ehemmiyet vermiyordu. Memlekette iktisadi ve fenni sınıfların vücudunu kafi görerek kendisinin bunlardan hariç kalmasında bir beis göremiyordu. İşte bu gidişle, Anadolu'da bir halk yahut ahali suretinde bir Türklük kalmadı. Türkler memur ve rençber sınıflarına inhisar ettiler (sınırlı kaldılar). Memurlar da bir nevi zihni rençberler demek olduğu için Türklük -içtimai manasıyla- rençberlik demek oldu.
Sayfa 15
“Halk bilir, halk sezer..” sözünde, dikkat et, halkı bir küçümseme, hiçe sayma, sevmeme var. Yalan, bir büyük yalan içinde uyuşmuşuz. Halk hiçbir şey bilmiyor, hiçbir şey sezemiyor. Bilse, sezse, bunca yüzyıllardan beri aldatılır, kandırılır mıydı? Nasıl bir uyuşturucu yalan bu…”
“Yalan, hepsi yalan… ‘Halk her şeyi bilir.’ dalkavukluğu bile, halkı kendilerinden ayrı, bambaşka, umacı, koskocaman bir dev yaratık görmek değil de nedir?”
“Buraya gelmeden önceki iyiniyetli aptallığımı düşünüyorum; içimi bir halk dalkavukluğu kaplamıştı. Bizi nasıl kandırdılar, aldattılar, sonunda halk dalkavuğu yaptılar.”
“Herkesi kucaklayabilecek kadar büyüktü Mısır. Hükümdarlar için baba, halk için başını kaldırıp yüzüne bakamayacakları tanrıydı. Ona tapınmanın ilk koşulu emirlerine teslim olmaktı. İlk emri ise kendi varlığını ilelebet sürdürebilmek için insanların ölmelerini istemekti. Savaş için, piramitler için, yaşatmak için ölmelerini istemek. Bu ayrıcalıklı bir ülkenin vatandaşı olmanın karşılığıydı. Bazen halkın ölmesi yeterli gelmiyordu. İşte şimdi Mısır kraliyet kanı istiyordu, Mısır susuyordu, tanrı kanı istiyordu… Kızgın çöl kraliyet kanını içmek için sabırsızlanırken, kan kokusu Mısır’ın gözlerini kör ediyordu.”
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.