İnsan büyük hedef sahibi olmaktan daha büyük bir şeyle sınanmamıştır. Çünkü hedefi büyük olan insan hep yüksekleri seçer. Bazen olur zaman kendisine yardımcı olmaz, vesileler yetersiz olur ve azapta kalır.
Bu yüksek hedeften bana da bir hisse verildi ve ben de azaptayım. Keşke olmasaydı demiyorum, çünkü hayat, akıl ne kadar az olursa o kadar lezzetli olur. Akıllı insan ise akıl noksanlığıyla lezzetin artmasını tercih etmez.
Kalbin her kasıldığında gevşemesi, her gevşediğinde kasılması nasıl ki canlılığın alameti ve hayatta kalmak için zarûri ise insanın hâleti ruhiyesi de bu nispette iniş ve çıkışlara tâbidir. Hiçbir hâl ebedi değildir. Hayat denilen bu yol zıtlıklarla kâimdir.
En basit acı bile ona teslim olmadan geçmiyor, varlığını şiddetlendirerek devam ediyor hükümranlığına. Güzel bir sükûnetle misafir edilen her sızı uysallaşıp insana hizmet ediyor.
Güvenmek için zamana ihtiyaç duyarız, sonunda o insanın iyi biri olduğuna kanaat getiririz. Oysaki zaman, herkesin sandığımız kadar iyi olmadığını göstermek için vardır.