Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsan yaşamına ait anlaşılır tek gerçeklik, onun anlaşılmazlığıdır.
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
Reklam
Beni kendimle ne kadar uzun süreliğine barıştırdığınızı biliyor musunuz? Sayenizde artık başka zamanlardakinin tersine, kendimi hasta biri gibi görmeyeceğimi biliyor musunuz?
Günün birinde “kafes”ten çıktı . Bir ölü gördü. - Bu nedir ? - Bu , insanın kaderidir . - Yani benim de mi ? - Evet . Ölüm nedir ?
Sayfa 23 - Fecr YayınlarıKitabı okudu
Yeryüzünde yaşayan her canlının bize emanet olduğu bilinciyle yaşamak…
Aslında insan, ekip dikme faaliyetinin kaçınılmaz bir faaliyet olduğunu bilse ve rızkı verenin Allah (cc) olduğuna hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde iman edebilmiş olsa bunca zehri kusmayacak yeryüzüne. Ama içine şeytan ve nefsi tarafından düşürülen kurt buna izin vermiyor bir türlü. Batılı bir zihnin her türlü ticârî veya başkaca kirli emelleri uğruna yeryüzünü ifsad etmesi normal bir hâldir. Oysa Müslüman kimselerin ve bilhassa müminlerin bu hususta îtînâlı ve koruyucu olması beklenir. Biz bu sahih inancın mensupları olarak, yeryüzünün ve içinde yaşayan bir karıncanın yâhut da solucanın bize emânet edildiği şuuruyla hareket edecek olsaydık iyiyle kötüyü ayırt edebilirdik. Bâtıl bir zihnin icraatlarıyla, Müslüman bir kişinin icraatları arasında fark yoksa ne yapmalı? Suçu nerede aramalı?
Hasta olan o değildi. Asıl hasta olan ve tedavi edilmesi gereken toplumdu.
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
Yine ilk sıralara girmeyi başarmışız..
Antalya İl Tarım Müdürlüğü'nün 2011 Antalya Tarım Master Planı Yayınına göre, Avrupa'da en fazla pestisit kullanan ülke Hollanda. Bu ülkenin hektar başına pestisit kullanımı yaklaşık 13 kilogram En az pestisit kullanan ülke ise 1,2 kilogramla Finlandiya. Ülkemizde pestisit kullanım miktarları ise ilden ile değişiklik gösteriyor. Mesela, yaş meyve-sebze üretiminin yaygın olduğu Antalya'da kullanılan pestisit miktarı, yaklaşık olarak hektar başına 26 kilogram. Bu veriler, Avrupa'nın en fazla kullanan ülkesi olan Hollanda'nın iki katıdır.
160 syf.
·
Puan vermedi
Romanın esas karakteri olan Raif Efendi,30 yaşında kendi halinde bir banka memurundan fazlası değildir. Raif Efendi'nin hasta olması ile kendisine ait olan defterinin arkadaşının eline geçmesi ile Raif Efendi'nin geçmişine gidilir. Asıl hikâye burada başlıyor zaten. Raif Efendi bir gün sanatoryum da Maria puder adındaki bir kadına aşık olur. Maria, son derece Aykırı bir kişiliktir ve oldukça gizemlidir. Raif Efendi ,Maria puder e "kürk Mantolu Madonna" adını takar. Maria ,Raif Efendi'nin hayatında bir kırılma anı olur. Bu olay örgüsü esnasında usta yazarımız Sabahattin Ali, Raif Efendi'nin Maria ya duyduğu aşkı ifade ederken sürekli bir geçmişe dönüş yaparak Raif Efendi'nin iç dünyasını gözler önüne serer. Yani bu bakıma güçlü bir psikolojik analizin kitapta yer aldığını göstermektedir. #Sabahattin Ali
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,2bin okunma
Kimyevi Maddeler Suları Nasıl Kirletiyor?
Ziraat günümüzde önemli ölçüde kimyevi üretim haline dönüştü. Büyük arazi sahipleri de evinin önünde üç beş ağacı veya 100 metre yeri olan da her türlü ürün için sentetik gübre, ot ve böcek öldürücü kullanıyor. Hayat için gerekli birçok canlının yok olması bir yana hem ürünler zehirleniyor hem de toprak. Meyve-sebzeye atılan bu zehirler sadece böceği öldürüp, otu kurutmakla kalmıyor. Yağan yağmurlarla veya bitkilerin sulanmasıyla su kaynaklarına doğru ilerleyip kaynaklara ulaşıyor. Böylece insan, börtü böcekle mücadele uğruna kendini, bebeklerini, toprağı ve su kaynaklarını zehirliyor. Kısaca, geleceğini yok ediyor. Biz insanlar elbette dünyada yapıp ettiğimiz her şeyden hesaba çekileceğiz. Resulullah (sav)bu hususta "Kıyamet gününde kişiye (dünyada) attığı her adımın hesabı sorulacaktır" buyurarak uyarıyor.
Ersin Arslan 1982 doğumluydu, öldürüldüğünde 30 yaşındaydı yani. Eşi 6 aylık hamileymiş, öldürüldüğünde. Ameliyattan sonra odasına gitmiş, ellerini yıkarken bir hasta yakını arkasından saldırarak bıçaklamış. Yere düştükten sonra da uzunca bir süre başından ayrılmamış ki, kimse yaklaşamasın. Böylece kan kaybından ölmesini sağlamış. Öldürme sebebi, iyice korkunç: Ersin Arslan, delikanlının dedesinin emekli maaşını usülsüzce almasını engellediği için! Yakalanıp götürülürken etrafındaki polislere, "Bana ne yaparlar şimdi, ne kadar ceza verirler?" diye soruyormuş. Yazık!
Sayfa 44
Reklam
Psikopatolojik model tecavüzü, tek tek bireylerin yaşadığı, kendine özgü bir dizi sorun olarak görme eğilimindedir. Bu ise, karmaşık bir toplumsal sorunun sebebinin ve çaresinin bireyde aranmasına ve tecavüz olayının içinde yer aldığı kültürel ve yapısal bağlamın gözardı edilmesine yol açmaktadır. Bireyci açıklamaların belirgin etkisi, soruna hiçbir zaman bireysel saldırganın ötesine gitmeyen bir yaklaşım getirmesinde görülür. Cinsel şiddet içeren davranışın birkaç "hasta" erkekle sınırlı olduğu varsayıldığında, çare, sorun yaratan bu birkaç bireyi "tedavi etmek" üzere, ilaçlarda, ameliyatta, şok terapisinde ya da psikoterapide aranacaktır. Kadınlar ise, "kendi sorunlarına", bu "bir avuç akıl hastasından" uzak durmakla çare bulabileceklerdir. Görüldüğü gibi, tecavüze ilişkin psikopatolojik model, toplumda kadınlara karŞı cinsel şiddeti harekete geçirmiş olabilecek unsurları inceleme ve değiştirme gereğini ortadan kaldırmaktadır. Sorumluluğun bu şekilde tanımlanmasının bir sonucu da, erkeklerin tecavüzle kendi sorunları olarak yüzleşmekten kurtarılmalarıdır. Mesele tecavüz eden üç-beş erkeğin zaafından ibaretse ya da asıl suçlular kadınların kendileriyse, o zaman erkekler neden tecavüzle ilgilensinler ki! Statü ve iktidarın erkeklere ait olduğu bir toplumda bu ideoloji hiç de şaşırtıcı değildir.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.