"Coşkuya elverişlilik konusunda güçlü ruhlar vardır; bunlar kimi zaman çok ileri de giderler. Onlarda kaygısızlık ya da kıyıcılık olarak gösterilen şey, aslında başkalarından daha canlı olan duyarlılıklarının belirlenmiş bir biçimidir."
Şiddet kullanılarak ve işgalle sonuçlanan başka ülkelerin topraklarına yapılan saldırıların bile adalet adına yapıldığının söylendiği, "adil savaş"tan söz edildiği günümüzde, hala adalet peşinde koşulması, felsefenin en eski başarısızlığı olarak görülmekte.
"Yetkinin sınırlarını aşmak, küçük bir memur olmak için nasıl bir hak değilse aynı şekilde büyük bir memur için de hak değildir; (böyle bir yolsuzluk) bir zaptiye neferinde nasıl hoş görülemezse bir kralda da öyle hoş görülmez, hatta onun için daha da kötüdür."
..., araştırmalar, bir ilişkide cinsel bağımlılık davranışını açıklarken, her şeyi tam olarak açıklamanın, başlangıçtaki zorluğuna bakılmaksızın, zaman içinde "sızdır ve sürükle" şeklinde ek bilgilerle açılmaktan daha iyi olduğunu göstermektedir. Porno sorununu kısmen açmak, diğerlerini kasten saklamak ya da yalan söylemek, ilişkiye daha da zarar verebilir, çünkü bu davranış partnerin şüphelerini yeniden alevlendirebilir ve kolayca ihanet ve güvensizlik duygularını yoğunlaştırabilir.
İmparator mevkiinin nakline kadar, çocuklarını beslemek istemeyen tüm Romalılar onları çöplüğe atıyorlardı. Antik dönemin yasa koyucuları çocukları ölüme göndermekten hiç utanmadıklarından bir babanın ailesi üzerinde sahip olduğu hakları hiçbir yasayla engellemediler. Aristoteles çocuk düşürmeyi öğütlüyordu; vatan aşkıyla yanıp tutuşan, coşku dolu bu antik cumhuriyetçiler, modern uluslarda görülen kişisel merhamet duygusunu tanımıyorlardı; çocuklarını daha az, ülkelerini daha çok seviyorlardı.
En büyük muharebenin kaybedilmesinden sonra, dünyanın yarısının, hatta tümünün yok edilmesinden sonra, hayatta kalabilecek az sayıda insan en ufak bir maddi değişim, bozulma hisseder mi? Heyhat! Hayır! Tüm doğa da daha fazlasını hissetmez. Ve her şeyin kendisi için yapıldığına inanan insanın aptalca kibri, insan soyunun tümüyle yok edilmesinin ardından doğada hiçbir şeyin değişmediğini ve yıldızlarının dönmesinin hiç de gecikmediğini görünce pek şaşırmış olacaktır.
...bir kuruntuya saldırmış olan kişi hiçbir şeye saldırmamış olur, öteki inançlardan üstün olduğunu açıkça hiçbir şeyin kanıtlayamadığı bir inancı aşağılayanları ya da bu ibadete saldıranları cezalandırmak büyük tutarsızlık olur; böyle bir tavır kaçınılmaz olarak taraf tutmak demektir ve böylece, sizin yeni yönetiminizin temel yasası olan eşitliğin dengesini bozmuş olursunuz.
"Tuhaf zevkleri olanlar için hayıflanabiliriz ama onlara asla hakaret etmemeli: Onların kusuru doğanın kusurudur; bizim ister çarpık çurpuk olsun ister sağlam temelli, doğuştan gelen zevklerimizden farklı zevklerle dünyaya gelmiş olmaktan da onlar sorumlu değildir."
"Oyun kuruculuk" safsatalarının, koca Türkiye Cumhuriyeti'ni neredeyse, "oyuncak devlet" haline getirdiğini görmek için dış politika uzmanı olmaya gerek var mı?
..., kamu görevlerinde bilgi, uzmanlık ve liyakat geçerli kılınmadıkça, Hukuk Devleti'nin asgari gerekleri yeniden tesis edilmedikçe, "Türkiye barışı", safça bir umut olmanın ötesine geçemeyecek.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın anayasal statüsü, "laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalmak" (mad.136) şeklinde belirlendiği halde, Alevi toplumunu hep "Görmez"den gelen Başkan, müze statüsü ile nötralize edilen ibadethaneyi "işgal" girişimine öncelik edebiliyor.
Bunun anlamı ne?
-Anayasal açıdan; mad. 136'nın ihlali,
-Din açısından; dinsel ibadet özgürlüğünün kötüye kullanılması,
-Başka dinlere ise saygısızlık demektir.