Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep Asya

64 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Kendi içinde harika bir hikaye. Aklın gerçek unsurunu gösteren zarif ve biraz da pasif bir kitap. Anlatıcının bakış açısından gelen ürkütücü hava, hikayeyi daha ilginç kılıyor. Sonundaki kafa karışıklığına rağmen, Poe'nun her şeyi ifade etme şeklini takdir ettim. Bu hikayenin en sevdiğim kısmı kesinlikle anlatıcının "Ben okuyacağım, siz de dinleyeceksiniz; ve bu korkunç geceyi birlikte geçireceğiz" demesiydi.
Usher Evi`nin Çöküşü
Usher Evi`nin ÇöküşüEdgar Allan Poe · Zeplin Kitap · 2020432 okunma
Reklam
170 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Agatha Christie'den "Beklenmeyen Misafir". Herkesin okumasını önerdiğim harika bir gizem/gerilim kitabı. Adından da anlaşılacağı gibi olay, suç işlenen bir eve aniden gelen bir konuğun etrafında dönüyor. Ancak bundan sonra ne olacağı ise bir muamma. Olaylar dizisi, çeşitli karakterlerle çok ilgi çekici. Her satır bizlere suç için yeni bir olasılık sunuyor. Her karakter çok ilginç ve suçluyu tahmin etmek çok zor. Laura ve diğer tüm aile üyeleri birbirlerini kanundan saklıyor gibi görünüyor ama konuğun bütün meseleye dahil olma şekli bana göre en ilginç kısım. Bu, harika ve öngörülemeyen bir sonla akıllara durgunluk veren inanılmaz bir kitap...
Beklenmeyen Misafir
Beklenmeyen MisafirAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20194,105 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kitap okuduğum en akıcı bilimsel ve akademik kitaplardan biri. Dili sade ve anlaşılır. 6 farklı bölümden oluşuyor. Her bölümün içinde yapılan birçok deney ve araştırmadan bahsediliyor. Okurken insanı hayrete düşüren çok fazla olay var. Kitabı okurken basit gördüğümüz eylemlerin arkasındaki bilişsel süreçleri fark etmek, insanı nasıl bir mucize olduğuna dair düşünmeye sevk ediyor. Beynin yapısından ziyade, içinde olanlar, nöronların etkinlikleri, akılda kalıcı ve heyecanlandıran deneylerle anlatımı canlı tutuyor. Beynimizin içinde neler olup bitiyor, bizim için çok basit gelen yürüme eylemi için bile beynin aslında ne kadar çok iş yaptığını daha iyi anlayabiliyorsunuz. Kendisinin de dediği gibi beyinde olup bitenleri ne kadar iyi anlarsak onu o kadar iyi kontrol edebiliriz. Ayrıca beyindeki en ufak bir değişikliğin karakteriniz de dahil hayatınızı nasıl kökten değiştirebildiğini anlıyorsunuz. Gelecekte bizi neler bekliyor, yapay zeka ile farkımız neler bu konulara da değiniyor. Beyinle ilgili ele aldığı konuları deneylerle ispat ederek okuyucusunu tatmin edecek bir kitap yazmış diyebilirim. Nörolojik başarı aynı zamanda teknolojik başarı demektir yazara göre. Beynin potansiyelinin, beyinde gerçekleşen fiillerin teknolojik simülasyonunun gerçekleştirilmesi, ki bu eğer başarılabilinirse ilerleyen yıllarda akıl almaz teknolojik icatlarla karşılaşabiliriz. Üstelik yazar bunları ağır ve bilimsel bir dille değil sohbet havasında anlatmış ve kitap akıp gidiyor. Çok ilginç ve farklı bir kitap olduğunu ifade etmek isterim. Başlarken bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. Aynı isimli belgeseli de var, onu da tavsiye ederim.
Beyin
BeyinDavid Eagleman · Domingo Yayınevi · 20165,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
755 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Alexandre Dumas'ın Athos, Porthos ve Aramis isimli üç silahşör ile sonradan onlara katılan Dartanyan (D'Artagnan) isimli muhafızın kraliçe, kral ve kardinal arasındaki entrikalar arasında yaşadıkları maceraları anlatan romanı. Roman, dönemin sosyal ve sınıfsal ilişkileri ile ekonomik durumu ve politik hayatı hakkında fikir verici ipuçları içerir. Romanın adı neden dört silahşörler değil; çünkü Dartanyan bir hayli sonradan silahşör rütbesine nail oluyor, bu yüzden daha dakika bir gol bir kitabın isminde spoiler vermemek için olabilir. Aslında dört kişilerdir. Kitapta, ihtilalden hemen öncesindeki Fransa anlatılır. Eğer doğru düzgün bir çeviriden okursanız, o dönemin Paris'indeki gerginliği, alttan alta kaynayan bir halk hareketini, acımasız karanlık istibdat dönemini, birbirlerini ihbar eden komşuları, gecenin bir yarısı baskınla tutulup Bastille'e götürülen ve eşlerinin dahi bir daha haber alamadığı insanları okursunuz. Ellerinde taşlar ve sopalarla halkın daracık Paris sokaklarından akın akın neden çıkıp, tam teçhizatlı askerlerin üzerine yürüdüğünü, baskıcı aristokrasiye karşı acımasız hınçlarını çok daha iyi hissedersiniz. Silahşörler sadece bir ön hikayedir.
Üç Silahşor
Üç SilahşorAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,9bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, şunun ispatıdır bence: şarkla garp arasında milletçe yaşadığımız tereddüt o kadar ezeli, o kadar trajiktir ki, arada kalıp neticede delirmemek için tek bir çıkış yolu görünür bize: o çıkış da mizahtır, ironidir, inceliktir. Yaşadığımız çelişkiler bir membadır bu manada, bir mizah madenidir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,7bin okunma
Reklam
203 syf.
8/10 puan verdi
Grigory S. Petrov'un Finlandiya'nın kuruluşunu ve bataklıklar ülkesinden nasıl beyaz zambaklar ülkesine dönüştüğünü anlattığı değişik bir kitap. 1920'li yıllarda yazılmış. Bir nevi toplumsal dayanışma gösterisi. Snellman adlı finli bir aydının toplumun bütün dilimlerini asker, öğretmen, mühendis demeden harekete geçirmesini ve bugünkü fin ülkesinin kültürü, sanayisi ve eğitimiyle nasıl kurulduğunu anlatmakta. Didaktik ve otoriter bir dil, biraz da "üçüncü dünyaya örnek olsun" anlayışı hem kitaba hem çeviriye hem yayıncıya hakim olsa da naif bir kaynak olarak iskandinav kardeşlerimizin tarihi hakkında bizi haberdar eden yerli malzemeyi ve isimleri hatırlatan okuması kolay bir eser.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Olympia Yayınları · 202099,5bin okunma
349 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Olimpos dağının çocukları, Hira dağının evlatlarını asla kabullenmeyecektir. Olimpos tek yürek, Hira mahzun... Düşman saf saf üzerimize gelirken birlik olmak gerek.
Umrandan Uygarlığa
Umrandan UygarlığaCemil Meriç · İletişim Yayınları · 20111,719 okunma
74 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
“Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var… Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay. Herkes sürüye katıldığından ötürü güven içerisinde, kentlerin yollarından geçip işe, yemliklerin başına ve eğlenceye gidiyor. Tıpkı büroda olduğu gibi, sınırları iyice çizilmiş bir yaşam. Böylesi bir yaşamda mucizeler değil, yalnızca kullanma talimatları, doldurulacak başvuru formları ve kurallar var. Özgürlükten ve sorumluluktan korkuluyor. O nedenle insanlar, kendi yaptıkları parmaklıkların ardında boğulmayı yeğliyorlar.” Franz Kafka - Dönüşüm
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223bin okunma