Hilal YARDIM

Hilal YARDIM
@hilalyardim
Psikolojik danışman
M.s.C
İstanbul
Samsun, 20 Haziran
8 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Demokrasinin olmadığı bir laiklik, hem demokrasi hem de laiklik için bir felakettir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Hiç kimse önüne her kitap açtığında, ekran karşısına her oturduğunda, her tartıştığında ya da düşündüğünde zihinsel olarak “yurdunu terk etmek” zorunda kalmamalı. Herkes modernliği hep başkalarından ödünç alma izlenimine kapılmak yerine, kendi içine sindirip özümseyebilmeli.
Sayfa 113Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar hiçbir zaman bu kadar ortak şeye sahip olmamışlardı, bu kadar ortak bilgiye, bu kadar ortak referansa, bu kadar imaja, bu kadar söyleme, bu kadar paylaşılan araca, ama bu, birilerini ve ötekilerin farklılıklarını daha da vurgulamaya itiyor.
zira kitlelerin fikrinden daha hareketli ve daha değişken bir şey yoktur, bir kitlenin dün alkışladığı şeyi bugün lanetlerle karşılamasından daha sık görülen bir şey de.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
En yüksek saygınlığa sahip kişiler, bugün ölü olan kişilerdir; yani kendilerinden korkmadıklarımız: örneğin İskender, Sezar, Muhammed yahut Buda gibi.
Sayfa 130Kitabı okudu
Dünya üzerindeki en demokratik ülke, monarşi rejimi altında yaşayan İngiltere’dir; buna karşın, cumhuriyet anayasalarıyla yönetiliyor olsalar bile, en baskıcı despotizmler Hispanik Amerika cumhuriyetlerinde görülür. Halkların kaderini belirleyen, kendi karakterleridir; hükümetlerin karakteri değil.
Bir nedeni yok, yalnızca öptüm
Ben seninle yaşlanabilecek kadar erken yola çıkmayı istemiştim; maceramız uzundu çünkü. Maceramızın tahakküm altına alınamayacak kadar mükemmel olması, donanımımızla ilişkiliydi. Yani, sen ne kadar sevecensen, ben ne kadar yıpratıcıysam... o da o kadar mükemmeldi. Özveri denebilir buna. Evet, buna özveri demek beni mutlu ediyor. İnsan, özverinin çocuklara ad olarak verilebileceği bir dünyada tanımını kaybediyor. Bu kaybedişteki kaosun ritmiyle çekiliyorum sana. Sen bir mıknatıssın şeffaf ve ben, çekilirken sana içimdeki alelade metal parçalarıyla, kan şekerim düşüyor, ağzım düşüyor, ellerim... En çok da ellerim düşüyor! Sakın ha, üstüne alınma. Bir nedeni yok, yalnızca öptüm.
“İçimde, bir yolculukta tanışıp alıştığım, fakat pek çabuk ayrılmaya mecbur olduğum bir insana veda eder gibi bir his vardı.”
“Çirkin bir sözcük olan önyargı ile tertemiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: Her ikisi de mantığın bittiği yerde başlar.”
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Çünkü dünya kötü bir durumda ve her birimiz elinden geleni yapmadığı sürece her şey daha da kötüye gidecek. Bu nedenle uyanık olalım; iki anlamda uyanık olalım: Auschwitz’den bu yana insanın ne yapabileceğini biliyoruz. Hiroşima’dan bu yana da neyin tehlikede olduğunu biliyoruz.
Sayfa 166 - Okyanus YayınlarıKitabı okudu
Varoluşun Özü
“İkinci defa yaşıyormuşçasına ve ilk kez şimdi yapmak üzere olduğunuz gibi hatalı hareket etmişçesine yaşayın!” Bana öyle geliyor ki başka hiçbir şey insanın sorumluluk duygusunu, onu ilk önce şu anın geçmiş olduğunu ve daha sonra da geçmişin değiştirilip düzeltilebileceğini düşünmeye çağıran bu özdeyiş kadar iyi kamçılayamaz.
Sayfa 124 - Okyanus YayınlarıKitabı okudu
Gerçek: İnsanın özleyebileceği nihai ve en yüksek hedef, sevgidir. O anda, insan şiirinin ve insan düşünce ve inancının vermesi gereken gizin anlamını kavradım: İnsanın sevgiyle ve sevgi içinde kurtuluşu. Dünyada hiçbir şeyi kalmayan bir insanın, kısa bir an için de olsa, sevdiği insana ilişkin düşüncelerle ne kadar mutlu olabileceğini anladım. ..... “Beni kalbine mühürle, sevgi, ölüm kadar güçlüdür.”
Sayfa 52 - Okyanus yayınlarıKitabı okudu