Zaman zaman kitap önerisi isteyen arkadaşlarım oluyor. Ben de refleks olarak hemen 1K'de okuduğum kitaplara göz atıyorum uzun uzun. Bir süre sonra yorucu ve zaman alıcı olan bu duruma karşı "ne yapmalı" düşüncesiyle bir süredir aklımda olan bu listeyi yapmaya karar verdim. Şimdiye dek okumuş olduğum 370 kitap içinden benim için
Murat Gülsoy daha önceden öykülerini ve kuramsal kitaplarını okuduğum, okudukça sevdiğim bir yazar. Bu kitap onunla ilk temasın değil, neyse ki.
Kitabımız Meşrutiyet dönemi Osmanlısında baba tarafından Türk olup yaşamının üçte ikisini Fransa'da geçiren genç bir gazeteci olan Fuat'ın Alex adlı arkadaşına yazdığı mektuplardan mürekkep. Ancak kitap o kadar temposuz ki 80. sayfada "yeter be!" deyip tekrar okumama rağmen 125. sayfadan öteye gidemeyeceğimi hissedip kitabı bırakmanın kendime bir güzellik yapmak olacağını fark ettim yaklaşık beş dakika önce.
Kitabın kalan yaklaşık 200 sayfası hakkında yorum yapamayacağım ama kalan kısmı merak dahi etmiyorum. Sevgili Fuat, Alex'e mektup yazmaya devam et, pulun bol olsun.
Not: Murat Gülsoy'a buradan başlamayın.