Üniversiteye başlayalı 1-2 yıl olmuş ve çömezlik bir türlü üzerimizden sıyıramadığımız biraz da kompleks yaptığımız bir deriydi bizim için. Birkaç kız aynı evde kalıyor her sabah fıtı fıtı okula gidiyor, tek tip görünüyor aslında apayrı dünyalarda yaşıyorduk. Yada bunun gibi bir şey.
Akif hocayla kitap kritikleri yapmamız da işte bu döneme dayanır. Popçuların topçuların değil hocamızın fanıydık elhamdülillah :) Hani okulun koridorlarında görünce heyecanlanır cinsten bir de ;)
Namı diğer "küçük 'a'lar" olarak yegane görevimiz kitap okumak, fişlemek, tahlil etmekti. E tabii bi' de büyük a (A) olabilmekti bir parça hedefimiz. Bizi Martin Eden'e benzetince hocamız, bu kitabı okumak artık üzerimize bir borçtu. Tam olarak hangi açıdan benziyorduk hala bilmem ama Martin Eden'deki sabır ve heyecan,kitaplara olan tutku, azim benzeyen yönlerimiz olmalıydı. Öyle ümit etmiştik diyelim yada.
Bazı yerlerini hızlıca geçeceğiniz bazı yerleri ise asla bitmesin isteyeceğiniz hoş bir kitap. Herkes bayılır diyemem ama ben sevmiştim diyebilirim.
İyi okumalar :)