Hürü Hatun, Hürü Hatun," diye Anacık Sultan elini onun omuzuna koydu, "benim de, bu ocağın da hiçbir kerameti yok, keramet toprakta, ağaçta, suda, insanlarda, böceklerde, kuşlar da... İyi bak şunlara..." Önündeki raftan koyu kırmızı bir şişe aldı, kapağını açtı, kokladı. Ortalığa Hürü Ananın hiçbir zaman duymadığı, insanın içini okşayan incecik bir koku yayıldı. "İşte bütün keramet bunda. Kırk yıldır ben bu işi iyi anladım. Keramet sende bende değil, keramet toprakta, insanlıkta."
Koca Süleyman, o köy bulunmaz, diyordu içinden. Ben yetmiş yıldır o köyü arıyorum. O köydeki o adamı da... Bu dünyada o köy yok, yok yavrum. Ara bakalım. Bir de sen ara.
Dünya kurulduğundan bu yana herkes o köyü, o köydeki o adamı arıyor.
Zulüm edenler kafidir. Zulüm görüpte karşı koymayanlar, ölümleri pahasına, açlıkları pahasına da olsa karşı koymayanlar da kafirdir. Zulme şahit olup da karşı koymayanlar, seyredenler, boyun eğenler de kafirdir.