Yazarın okuduğum ilk kitabı daha önce okuyup yarım bırakmıştım. Kitapta arafta bulunmaktan yaşamak ve ölüm arası o çizgide kaybolmaktan söz ediyor. Özellikle her şey olmuş bir hiç bölümüne bayıldım. 2 puan kırmamın sebebi yaşayabileceği hayatlar beni bi noktada sıktı.
Kitabımızda 35 yaşında neredeyse istediği hiçbir şeyi yapamamış bir karakterimiz var. İntihara teşebbüs ediyor ve gece yarısı kütüphanesine geliyor. Burada kütüphane görevlisi neden burda olduğunu anlatıyor ve ilk bakması gereken kitabın pişmanlıklar kitabı olduğunu söylüyor. Önce bu pişmanlıklar doğrultusunda ilerleyen olası yaşamlarına gidiyor. Aslında bu yaşamlar tam olarak kendi istedikleri değil başkalarını üzmemek için keşke onu dinleseydim dedikleri yaşamlar babası, Dan, abisi, Zoe. Nora'ya bunu bayan Elm kütüphane görevlisi söylüyor. Bu noktada işler değişiyor. Birçok hayat yaşıyor kimisinde ölüyor kimisinde çocuğu var kimisinde bekar kimisinde çalışmıyor. Son deneyimlediği hayatta bi kızı var abisiyle arası iyi bu sefer hayata adapte olup iyi olduğu için kütüphaneye dönüyor. Ve tekrar yaşama dönüyor. Kitabı özellikle kararlarında karmaşa hisseden küçük değişimleri önemsemeyip hep daha büyüklere odaklanan kişilere tavsiye ediyorum. Yaşama daha farklı bakmanıza yardımcı oluyor. Yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum. Yalın bir dile sahip sizi hiç sıkmıyor.