Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Gamze
Gamze
@inftkitaphanem
Tarihçi
168 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
“…Girişi olan ancak çıkışı olmayan cemiyetten ayrılma söz konusu değildi.”
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Arkadaşlarımda çokça gördüğüm okurken zevk alacağımı bilip heyecanla başladığım kitap.
Öyle de oldu. Hemen söyleyeyim çok sevdim. Hızlıca okuyup bitirdim. İttihat ve Terakki Cemiyetinin çok fazla önemli ismi var. Kitapta seçilen 8 ittihatçının kısa bir biyografisi ve cemiyete katılıp nasıl ve neden ittihatçı oldukları anlatılıyor. Dönemin padişahı 2.Abdülhamid’in baskıcı yönetimine karşı verilen mücadele gözler önüne seriliyor.
Ekanim-i Selase olarak tanınan Talat, Enver ve Cemal’in ittihatçılığını herkes biliyor. Kalan 5 ittihatçıyı (Mustafa Kemal Atatürk, Dr.Nazım, Ahmed Rıza, Dr.Bahaeddin Şakir, Ömer Naci) okumak onların geçtikleri yolları izlemek çok güzeldi. Vatan için verilen mücadelenin ne denli tehlikeli ve ne kadar zor olduğuna bir kez daha şahit oldum. Hürriyeti ülkeye getirmek, var olan düzene karşı durmak o dönem için çok büyük bir başarı…
Kitabın dili sade okunması çok kolay ve akıcı. İttihat ve Terakki cemiyeti ile ilgili güzel bir giriş kitabı. Çok fazla ayrıntıya girmeden 1908’e kadar olan döneme genel bir bakış açısıyla anlatılmış şahane bir eser.
Nil Karaibrahimgil den okuduğum ilk kitap ama kesinlikle son olmayacak. Kitapta yok yok tam bir bilgi deposu. Nil hanımın okuduğu kitaplar, beğendiği şiir dizeleri, izlediği filmler, anıları, öneri ve tavsiyeleri… O kadar dolu dolu ki şaşırıyorsunuz. Sayfalarda kendi telaşlarımı, korkularımı, umutlarımı, hatalarımı buldum. Kitabı okurken huzur doluyor, sakinliyor ve özgüveniniz tavan yapıyor. Gerçekten ruhunuzda kanatlarınız varmış gibi hissediyorsunuz. Beni inanılmaz motive eden bir kitap oldu. Sayfalar geçerken sanki hayatımda bir şeylerin değiştiğini ruhumun dinginleştiğini hissettim. Bir çok yerin altını çizdim, bir çok sayfayı işaretledim. Şarkılarını açıp dinledim. Hiç bitmesin istedim.
Kitap Sofie isimli 14 yaşında bir kızın okuldan eve geldiğinde bulduğu mektupla başlıyor. Mektuplarda ilk başta Sofie'nin kim olduğu ile ilgili sorular yazıyor. Sonraki süreçte bu mektuplar bir Felsefe derslerine dönüşüyor. Her mektupta yeni bir felsefi akım ve yeni filozoflardan bahsediliyor. En eski dönemden itibaren başlayan bu Felsefe dersleri oldukça bilgi verici. Her sayfadan kafanızda ki binlerce sorunun cevabını alıyorsunuz. Sonraki süreçte Felsefe öğretmeni ile Sofie görüşmeye başlıyor ve soru cevap şeklinde ilerleyen diyaloglar gerçekleşiyor. Hepimizin sormak istediği soruları Sofie öğretmenine soruyor. Bizlerde bu sayede cevapları alıyoruz. Kitapta bir çok ünlü Filozoftan bahsediliyor. Bunlardan bazıları hepimizin çok iyi tanıdığı; Platon, Descartes, Sokrates, Kant, Freud, Darwin gibi isimler.
Kitap bir Felsefe kitabı olsa da inanılmaz akıcı ve merak uyandırıcı. Yazar felsefe bilgilerini bir roman şeklinde okuyucuya sunmuş. Hikaye oldukça ilginç ve sürükleyici. Asla sıkılmıyorsunuz. Okurken düşündüren, not tutturan, araştırma yaptırtan bir kitap. Kitap, Norveçli yazar Jostein Gaarder tarafından 1991 yılında yayımlandı. Ancak bugün hala dünyada en çok okunan kitaplardan biri.
Kitabın en heyecanlı kısmını söylemesem de "Biz aslında kitap içinde bir kitap okuyoruz." diyebilirim.
Okur Takip Önerileri
Öncelikle çok uzun zamandır okumak istediğim ama bir türlü başlayamadığım bir seriydi. Herkes tarafından çok sevilen bir kitap olduğu için ön yargı ile başladım. Yaşar Kemal'in anlatım tarzını, dilini, konuları hep çok sevmişimdir. Diğer kitaplarının çoğunu bir solukta okumuştum. Bu da öyle oldu. Seriye hızlı bir giriş yapmış oldum. Severek okudum. İnce Memed ile dertlenip, bazı sahnelerde heyecanlandım. Toplumsal olayların yaşanmışlıkların bu şekilde olduğu gibi anlatılmış olması beni heyecanlandırdı. Sanki atalarımdan bir hikaye dinler gibi okudum. Çok ayrıntılı ve betimlemeli olsa da hızlı okunan bir kitap. Zalimlerin cezasını çektiği bir son bu kitaba yakıştı.
Basit ve Mutlu Yaşam kişisel gelişim kitaplarına olan ön yargımı kırdı diyebilirim. Yazarımız Selen hanım kitapta bize güzel tavsiyelerde bulunuyor, yön gösteriyor. Hayatımızdaki kalabalıklardan, gereksiz eşyalardan, zihin yorgunluğumuzdan kurtulmak için yapmamız gerekenleri kendi hayatında izlediği yollarla okuyucuya anlatıyor. Açıkçası arada kendi hayatından örnekler vererek anlatmasını sevdim. Bir anne olarak yaşadıklarını anlatıyor. Anneler ve anne adayları bu bölümü mutlaka okumalı. Çocuklu ailelerde neler yapılmalı? Nasıl basit bir yaşam alanı oluşturulmalı? bu soruların cevabını çok açıklayıcı bir şekilde okuyucuya veriyor. Ayrıca böyle bir tüketim toplumunda yaşarken, her şeyin moda olduğu ve çok hızlı değişim gösterdiği bir devirde bu kadar sade kalmak hepimiz için çok zorlayıcı. Selen hanım kitabında evimizde sadeleşmeyle başlamamızı öneriyor. Adım adım anlatıyor her şeyi. Özellikle kıyafetleri azaltma kısmını okurken kendimi gördüm diyebilirim. Çok kolay okunan bir kitap ben sevdim .
Çağan Irmak, yazdığı senaryolarından dolayı tanınan ve çok beğenilen bir isim. Bu kitap Çağan Irmak'ın ilk kitabı olması açısından oldukça önemli. Kitap 6 kısa öyküden oluşuyor. "Haktan'ın Anlattığıdır" öyküsü bu öyküler arasında en beğendiğim oldu. Konular ve kahramanlar o kadar etkili seçilmiş ki okurken şaşırdım. Hepimizin her an karşılaşabileceği karakterler sunulmuş bizlere. Anlatılanlarda o dönemin izleri çok güzel aktarılmış. Aynı zamanda okurken yöre halkının dili de çok güzel kullanılmış. Zaten okuması çok kolay bir kitaptı. Hem akıcı hem sade bir dille yazılmış. Öyküleri okurken o anlar gözünüzün önünde canlanıyor. Çağan Irmak'ın filmlerini sevdiğim gibi kalemini de sevdim.
Cumhuriyetin 100.yılı nedeniyle bu kitabı paylaşmak istiyorum. Severek okuduğum, bilmediğim bilgiler öğrendiğim, meclisteki konuşmaları dinlediğim, o dönemin gazetecilerin tepkilerini okuduğum güzel bir araştırma inceleme kitabıydı.
Kitapta Mustafa Kemal’in Cumhuriyete yaklaşımını, her adım için doğru anı beklemesini, stratejik düşüncelerini, düşüncelerini en yakınlarına bile söylemediğini, hedefe ulaşmak için uzun yollardan geçtiğini görüyoruz. Çok fazla muhalefetle çok fazla engellemeyle karşılaşılmasına rağmen yolundan hiç vazgeçmeyen bir lider görüyoruz. Cumhuriyet fikrini Eylül 1923’e kadar milli sır olarak sakladığını görüyoruz.
Bazı şeyler bize çok kolay geliyor. Cumhuriyet ilan edildi diyoruz ve geçiyoruz. Ama o cumhuriyet nasıl ilan edildi? Ne zorluklarla ilan edildi? Unutuyoruz. Unutmayalım.
1922-23 yıllarının ayrıntılı ve belgelere dayanılarak anlatıldığı güzel bir eser olmuş. Ayrıca son sayfalarında bugün yaşadıklarımız, yöneticilerin yaptığı yanlışlıklara değinilmiş. Oldukça objektif yazılmış.
Daha öncede Ama Hangi Atatürk kitabını okumuştum. Onu da çok beğenmiştim. Bu da çok ayrıntılı ve konuyu tam olarak anlamamıza yardımcı olan bir kitap olmuş.
Margaret Atwood, daha önce çok gördüğüm ama bir türlü okuyamadığım bir yazardı. Bu kitap kendisiyle tanışma kitabım oldu. 440 sayfalık bir kitap olmasına rağmen çabuk okuttu kendisini. Dilini sevdim akıcı ve merak uyandırıcıydı. Kitabımız Elaine ve ailesinin bir eve taşınmasıyla başlıyor. Elaine ve ailesi uzun süre farklı farklı yerlerde yaşamış
Uzun zamandır okuduğum en iyi tarihi kurgulardan biri. Kitabımız Vitt karakterinin kaçırılmasıyla hızlı bir şekilde başlıyor. ABD ajanlarından Malone, Vitt'i kurtarmak için harekete geçiyor. Kitabın büyük kısmı Çin'de geçse de Danimarka, Belçika, Vietnam gibi ülkelerde de olaylar gerçekleşiyor. Asıl konumuz ise Çin'in yeni başkanının kimin olacağı. İki önemli aday var: Ni ve Tang. İkisi de oldukça güçlü ama birbirinden tamamen farklı duygu ve düşüncelere sahipler. Ni daha modern, demokrasi yanlısı şiddete karşı bir kişi iken Tang tam bir gelenekselci ve bütün gücün kendinde olmasını arzulayan bir karakter. Bu iki karakterin dışında bir de harem ağalarından oluşan Ba örgütümüz var. Bu örgüt uzun yıllar Çin yönetiminde etki etmiş kişileri barındırıyor. Tang bu örgütün bir üyesi ve destek alarak Çin'in yeni lideri olacağını düşünüyor. Tarihi eserler, tarihi bilgiler, doğal güzellikler, bilimsel sırlar, ajanlar, devlet politikaları, aksiyon, macera ne ararsanız bol bol var. Kitap çok güzel kurgulanmış. Verilen bilgilerin çoğu doğru. Özellikle Çin'in tarihi eserlerinin anlatıldığı, Mao'nun düşüncelerinin yansıtıldığı bölümlerde ki bilgiler gerçekle uyuşuyor. Araştırmalar ile güçlendirilmiş bir kurgu olması benim kitabı sevmemdeki en büyük etken. 500 sayfalık bir kitap ama okunması çok kolay. Kısa sürede kendinizi maceranın içinde buluyorsunuz ve sonucu merak etmeye başlıyorsunuz. Tek solukta okuyacağınız harika bir kitap.
Dinler Tarihi
Şaban Kuzgun çok kapsamlı bir kitap yazmış. Kitap önce din tanımı ile başlıyor. Eski Türklerde din ile devam ediyor. Burada Göktanrı dininden Maniheizm, Budizm, Hristiyanlık gibi dinlerden bahsediyor. Şaban hoca bu bölümde Şamanizm’e de yer vermiş ancak kendisi Şamanizmi din olarak kabul etmediğini açık biçimde belirtmiş. Şamanizmi din olarak kabul eden Abdülkadir İnan’ı da eleştiriyor.
Bunun dışında Araplara ait olan dinlerden bahsedip İslamiyetten önce Arapların dinlerini ayrıntılı bir şekilde anlatmış. Burada Haniflik ile ilgili de uzun ve güzel bir şekilde bilgi vermiş. Daha sonra Çin dinleri, Hint Dinleri, Japon Dinleri, Avrupa Dinleri sırasıyla anlatılmış. Ben severek okudum. Kitap beni sıkmadı akıcıydı. Açık ve net bilgiler vardı. Bu konuya ilgisi olanlar okuyabilir
Oktay Akbal, Türk edebiyatında bir çok alanda eser vermiş bir isim. Edebiyatın içinde ama arka planda kalmış isimlerden biri bence. "Şairler ve Ben" adlı kitabı tekrar tekrar basılmış, bendeki yeni baskısı. Öncelikle kitapta Türk edebiyatının en çok sevilen, bilinen isimleri yer alıyor. Bunun yanı sıra daha önce adını duymadığım isimlerde var. Bu isimleri özellikle not edip araştırdım. Kitabın konusuna gelecek olursak Oktay Akbal bir çok şairle arkadaşlık kurmuş onlarla yoldaşlık yapmış bir isim. Kitapta edebiyatçılar ile nasıl tanıştığı, bu isimlerin hayatı, onların neleri sevip neleri sevmediği, şiire nasıl başladıkları, yazma alışkanlıkları gibi bir çok ayrıntıyı ve o isimlerle olan anılarını anlatmış. Bu anılar bir okur olarak beni çok özel hissettirdi. Orhan Veli ile yürümüş, Özdemir Asaf ile yemek yemiş, Behçet Necatigil ile sohbet etmiş gibi hissettim.
Kitap üç bölümden oluşuyor: Şair Dostlarım, Şairlere Ölüm Yok, Şairler ve Ben. Son bölümde şairlerle yaptığı konuşmalar, soru-cevap şeklinde okuyucuya sunulmuş. Kitapta Attila İlhan, Nazım Hikmet, Tevfik Fikret, Salah Birsel, Cahit Külebi gibi çok değerli, çok kıymetli isimler var. Eğer edebiyata ilginiz varsa mutlaka bakmalısınız. Ben ilgiyle okudum.
Gülseren Budayıcıoğlu’nun yeni çıkan kitabı Görünmeyen Kadınlar. Nasıl başlasam bilemedim. Gülseren Hoca’yı dizi ve kitaplarıyla artık Türkiye’de herkes tanıyor. Bu tanınırlığı sayesinde birçok kadına dokunmuş ve hayatını değiştirmiş. Kitapta bunu çok açık görüyoruz. Her gelen danışan kitapların ve dizilerin kendini nasıl etkilediğinden
Okuduğum ilk Ahmet Ümit kitabı. Öncelikle şunu söyleyebilirim akıcı bir dilde yazılmış. Kitap sürükleyici kurgu güzel. İttihat ve Terakki içerisinde bulunan bir gencin bu cemiyete girişi, dönemin gelişmeleri, yapılan savaşlar, bastırılan isyanlar, toplumsal olaylar... Osmanlının en karışık en zor dönemlerinden biri anlatılmış. Kitapta özellikle Talat Paşa'ya ve onun kişiliğine önem verilmiş. Enver Paşa geri plana atılıp hep fevri, kendini ön plana atan, bencil, hatta çoğu yerde başarısız olarak gösterilmiş. Bu ayrıntı dışında güzel mesajları olan bir kitaptı.
Öncelikle çok eğlenceli diyebilirim. Gerçekten tiyatro izler gibi okudum. Hayal etmesi çok kolaydı kitabın. Oldukça akıcı. Hiç sıkmadan, güldüren, eğlendiren, düşündürten bir kitap oldu benim için. Üzerinden yıllar geçse de bazı konular edebiyattan hiç uzaklaşmıyor. İmkansız aşklar üzerine binlerce türde binlerce eser yazılmış. Moliere eserine imkansız gibi görünen bir aşkla başlıyor. Birbirini takip eden sakarlıklar, komiklikler, tesadüfler... Hikaye kurgusu basit olsa da anlatım tarzı çok güzeldi çok beğendim. Ayrıca sesli tiyatro olarak da dinlenebilir.
Dünyaya Hükmeden Sultan
Öncelikle kitap bir serinin ikinci kitabı. Ben elimde olduğu için 2.kitabı okudum. Yazar bazı kısımlarda ilk kitaba göndermeler yapmış ama ayrı ayrı okununcada sorun olmuyor bence. Zaten konu başlıkları farklı. Talha Uğurluel Sultan Süleyman'ın hayatını anlatırken çok bilinen konulara değinmiş. Bu kitapta Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi, Viyana kuşatması, İran Seferleri, Kanuni'nin diğer çocuklarının ölümü, eşi Hürrem Sultan ile olan ilişkilerinden ve son seferi olan Zigetvar Seferinden bahsedip ölümünün nasıl bir etki yarattığını anlatmış. Özel olarak bazı minyatürlerden ve dönemin en ünlü isimlerinden olan Mimar Sinan'a değinilmiş. Osmanlı Devleti'nin en parlak döneminde yaşanan gelişmelere farklı bir bakış açısıyla bakmış. Günümüzde yapılan dizi ve filmleri de bol bol eleştirmiş ve Sultan Süleyman'ı yanlış aktardıklarını savunmuş.
Kitabın dili sade anlatım oldukça akıcıydı. Özellikle baskı kalitesine ve resimlere bayıldım. Kitabın en dikkat çekici yanıydı.
