Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem

304 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Sâmiha Ayverdi'nin dili başlı başına kitabı okutmaya yetiyor; zira üslûbu, romanı yalnızca edebî bir zevk için bile okumaya yetecek nitelikte. Bununla beraber Sâmiha Ayverdi'nin ikinci romanı olan bu kitap konusu itibariyle de müthiş bir akıcılığa sahip. Babasından mizaç olarak farklı ama büyükbabasının adeta devamı olan genç kız Aliye, büyükbabası İrfan Paşa'dan miras kalan defterlerle büyüyor ve dünyası şekilleniyor. Onun dünyaya, insana dair derin düşünceleri ve soruları, büyükbabasının defterlerini okudukça yanıtlarını buluyor. Fakat belli bir noktada, Aliye'nin arayışı, büyükbabası hayatta olmadığı için yarım kalıyor. Bu defterde sıkça adını "K" şeklinde gördüğümüz kişinin Aliye'yle olan buluşmasından sonra Aliye'nin dünyası iyice genişliyor.
Batmayan Gün
Batmayan GünSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2005277 okunma
Reklam
344 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Mor Salkımlı Ev Halide Edib'in çocukluk yıllarından itibaren başlayarak hayatına şahit olmamızı sağlıyor. Küçüklük yıllarında annesini kaybetmesiyle beraber başlayan aile hayatını, değiştirdiği evlerde hissettiği duyguları ve yaşadığı birçok olayı bize anlatmış. Aile hayatını detaylı olarak gördüğümüz gibi, yaşı ilerledikçe evine gelip giden hocalarla gelişmeye başlayan fikir dünyasını yakından takip ediyor, düşüncelerine tanık oluyoruz. Kitapta en sevdiğim noktalardan biri, Halide Edip'in yaşadığı dönem hakkında da bilgi sahibi olmamız. Bu tarihi dönem yanında edebiyat sahasında var olan düşünceler hakkında verdiği anektodlarla beraber dönem hakkındaki bilgileri daha da zenginleştirmiş. Halide Edib'in çocukluk merhalesinden sonra başından geçen bir evlilik, çocukları ve o dönemin siyasi olaylarını gördüğümüz gibi şairin çevresinden olan, şu anda adını bildiğimiz Ziya Gökalp, Rıza Tevfik Bölükbaşı gibi pek çok şairle olan tanışıklığı ve onların düşüncelerine de yer vermesi, diğer şairlerin de edebiyat görüşleri hakkında bilgi edinmemizi sağlamış. Kitabın ikinci bölümünde Halide Edib'in Suriye ve Arap diyarındaki anılarını görüyoruz. Cemal Paşa'nın desteğiyle bu diyarlarda bulunmuş, tanık olduğu olayları detaylı şekilde anlatmış ve anılarını 1918 yılında sonlandırmış. Genel itibarıyla çokça istifade ettiğim bilgi dolu bir kitaptı.
Mor Salkımlı Ev
Mor Salkımlı EvHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20183,553 okunma
382 syf.
10/10 puan verdi
·
60 günde okudu
Öncelikle bu kitabı okuduğum zaman benim için gerçekten doğru bir zamandı. Eskiyi çok seven ve bu yönde kendi doğrularıma sımsıkı bağlı olan biri olarak bu kitap doğrularımı derinden sarstı. Tanpınar kitabı dört bölümde ele almış. Her bölümde Hayri İrdal'ın hayatının farklı bir bölümüne dahil oluyoruz. Beni en çok etkileyen bölüm olan üçüncü bölümde, Hayri İrdal, Halit Ayarcı ile karşılaşması üzerine bedbaht olarak saydığı ve sürekli olarak geçim sıkıntısı üzerine düşündüğü hayatından sıyrılarak Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün kurucularından oluyor. Halit Ayarcı'nın, Hayri İrdal'ın meşguliyeti olmadan oturması üzerine girdiği yeise ve şüpheye anlam veremiyor olması üzerine onunla yaptığı konuşmalar farklı iki görüşün çarpışmasını gösteriyor. Halit Ayarcı bir kısımda Hayri İrdal'a ithafen şu sözleri söylüyor: –"Bırak canım, o şüpheleriyle, inatlarıyla övünsün dursun... Hayat yürüyor. Bir gün kervanın dışında kalınca anlar! Bu dünyada yeni diye bir şey var! Onu inkâr edenin vay hâline!  Zorla değiştiremeyiz ya! Sağduyusu kendine mübarek olsun! Biz canlı hayatın peşindeyiz!" Bu alıntıda Halit Ayarcı'nın yalnızca yeniye olan sevgisini ve yalan dünyasına tüm benliğiyle inanıyor olmasını görsekte, roman temelde geçmişe sıkışıp kalmanın ve yeniye olan sonsuz bağlılığın sonuçlarını ve zıtlıklarını bize gösteriyor.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitap; İmam Gazzâlî'nin hakikat arayışını, hakikati arayan dört grup üzerinden işleyişini  anlatmış. Bu grup içerisinde ilk önce Kelâm ilmi olmak üzere sırasıyla; felsefenin yöntemi, Bâtınîler'in öğretileri ve sûfîlerin yolunu inceliyor. Hakikati bir düşünce üzerinden değil birçok farklı düşünce ve yöntemin üzerinden ele alıyor. Sonucunda bu düşüncelerin iyi taraflarını ve kötü taraflarını ayırt ederek kendine en uygun olan fikre ulaşmış. Biz de bu ilimlerin hepsinden bilgiler edinerek hakikat arayışına şahit oluyoruz. Bu bakımdan çok değerli ve başlangıç aşamasında çok yol gösterici bir kitaptı. İmam Gazzâlî bu ilimleri incelerken derine dalıp dinden uzaklaşmamak gerektiğini ancak bu ilimle uğraşan insanların din hakkında kötü sayılabilecek görüşleri olduğunda ilmi tamamiyle reddetmemek gerektiğinden bahsetmiş. Çünkü ilim, o insanların din görüşlerinden ayrı olarak Allah'ın yarattığı düzende var olan ve Allah'ın birliğine delil olabilecek niteliklere sahiptir. Bu yönüyle de hakikati ararken tüm ilimlerden doğru kısımları bularak yararlanmamız gerektiğine de vurgu yapmış. Son olarak kitapta geçen, sorgulanması gerektiğini düşündüğüm şu sözü de buraya bırakayım: " Hâlbuki Öncel bilgileri (evveliyyât) aramak gerekmez, onlar zaten zihinde hazırdır. Hazır olan arandıkça kaybolur, gizliliğe bürünür."
Hakikat Arayışı
Hakikat Arayışıİmam Gazali · Ketebe Yayınları · 20204,327 okunma