İrem

Bir insan ne kadar büyükse, insanların onu anlaması o kadar çok zaman alır.
Reklam
Psikiyatriyle ilgili her konuda bitmek bilmez bir utanç vardır, ayrıca çoğu insan kendi temelinde yatan psikolojik sorunlara bakmaktan korkar.
Yaratıcılığımızı beslemenin ana unsuru, kendimizi beslemekte yatmaktadır. Kendimizi besleyerek Yüce Yaratana olan iç bağlan­tımızı besleriz. Bu bağlantı ile yaratıcılığımız ortaya çıkar. Çeşitli yollar belirir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tüm gölge sanatçılar için yaşam, kaçırılan hedef ve tutulma­mış söz duyusu ile dolu doyumsuz bir deneyimdir. Onlar yazmak isterler. Resim yapmak isterler. Oyuncu olmak, müzik yapmak, dansetmek isterler...Ama kendilerini ciddiye almaktan korkarlar.
Başka bir deyişle insan kaliteli bir sigara yakarak pencere kenarındaki minderlerden birinin üzerine çöktüğünde, hayat ne kadar güzel görünüyordu, ödülleri ne kadar tatlıydı, şu hınç ve kin ne kadar abdesti, arkadaşlıklar ve insanın kendi türünden olanlarla bir araya gelmesi ne kadar da güzeldi.
Sayfa 18
Reklam
"Ben varım diye düşündüm. Bu güzel bir duyguydu."
Başka birine benzemeye çalışmak, ruhumuzu kurutmak demektir. Bu gezegene kendimizi ifade etmek için geldik.
Geçecek, her şey gecert, hepsi geçer. Hatta sonra, çok sonra anılar hükmünü yitirdikten, onu iyice unuttuktan, içindeki acının yerini kocaman bir boşluk aldıktan , keşke gecmeseydi dedikten sonra, keşke acısını bir hastalik gibi yüreğimde tasisaydim desen bile geçer . Zaman insanlar oynamayı seven hem zalim hem de merhametli bir tanrıdır. Ona karşı çıkamazsın, yapman gereken beklemek. Onun, derin bir unutusla bizi rahatlatacak örtüsünü üzerimize örtmesini beklemek...
+Peki yürekler, insanlara düşlerinin peşinden gitmek zorunda olduklarını neden söylemiyorlar? diye sordu delikanlı, Simyacıya. - Çünkü bu durumda en çok yürek acı çeker. Ve yürekler acı çekmekten hoşlanmazlar.
Reklam
Çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman.
Herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez.
Fakat bir kadının hisleri, sözcüklere ya da bilinçli bir farkındalığa gerek kalmadan da her şeyi bilir, anlar.
Şunu unutma ki; sadece bir önemli zaman vardır ve o da 'su an' dir. Hakim olduğumuz zaman sadece, şu an üzerinde durdugumuz zamandır. En önemli kişi her zaman birlikte olduğun kişidir. Kimse gelecekte kiminle birlikte olacağını bilemez. En önemli iş de tek başına olan hayat mücadelesinde yanında duran insanları mutlu etmektir.
Unutma... Kötülük doğuştan gelmez. Bir şeyler onu kötü yapmış olmalıydı...
Başlangıç ile bitiş çizgisi birbirine çok yakındı. Ama ben bütün zamanımı iki çizginin tam ortasında bekleyerek harcadım.
Reklam
Hayat böyledir , ancak önündeki modele göre bir insan olursun. Önündeki modeller başka dünyalar kurabilen insanlar olunca sen de o başka dünyaya adım atabiliyorsun
Uğruna dua ettiğimiz her şeye sahip olamadığımız için şükretmemiz gerekir.
Başkalarının ahlaki konusunda paronayakca davranan kişiler, kendi içlerinde yatan ahlaksızlığı etrafındaki insanlara yansıtırlar. Spirituel Yasalar - Diana Cooper
Direndiğiniz şeye dönüşürsünüz. Direndiğiniz her neyse , sizin onunla mücadele ederken harcadığınız enerjiyi kullanarak hayatınızda kalmayı sürdürür.
Otorite ve merasimlerle çevrili yirmi birinci yüzyılında, özgürlük boğulmak isteniyor. Görmüyor musun? Dünyanız güvenli hale getirilmek isteniyor, özgür değil.
"Biraz daha uyusam ve tüm bu saçmalıkları unutsam nasıl olur acaba" diye geçirdi içinden
Reklam
"İsa zeytin dağına çıktı ve sabah erkenden tekrar tapınağa geldi. Bütün insanlar onun huzuruna geldi; o oturdu ve onlara ders verdi. Sahte din yorumcuları ve dindarlar onun huzuruna zina halinde yakalanan bir kadını getirdiler; ve onu ortalarına koyduklarinda ona dediler ki "Usta bu kadın zina halinde ele geçirildi. Tam da suç üstünde . Şimdi Musa'nın kanununda bize böylelerinin taşlanması gerektiğini emrediyor ama sen ne diyorsun bu işe ?" Böyle dediler, onu kışkırtmak için, böylece onu suçlayabileceklerdi. Ama İsa eğildi ve parmağıyla yere yazı yazdı , onları duymamış gibi yaparak. Adamlar kendisine soru sormayı sürdürünce yerinden doğruldu ve onlara şöyle seslendi " Aranızda günahsız olan kim varsa kadına ilk taşı atan o olsun." ve tekrar eğildi ve yere yazdı. Onu duyanlar kendi vicdanlarinca mahkum edildiklerinden birer birer dışarı çıktılar , en yaşlısıdan başlayıp en sonuncusuna kadar ve İsa yanlız kaldı. Kadın ortada ayakta duruyordu. İsa doğrulup da kadının başında kimseyi göremeyince kadına dedi ki "Kadın nerede seni suçlayanlar? Hiç seni lanetleyen olmadı mı?" Kadın "Hiç kimse Efendimiz." dedi. Ve İsa ona dedi ki"Ben de seni lanetlemiyorum. Git ve artık günaha girme."
Birçokları gönül hoşluğunu aşkta bulmak ister. Aşkta mutluluk ha! Aşktan ne anladığınızdan neredeyse bağımsız olarak , insan hayatında daha istikrarlı mutsuzluk getiren başka bir alan var mıdır acaba? Mutsuz Olmak - Wilhelm Schmid
"O zamanlar bilmiyordum birini tekrar düzelemeyecek kadar kötü kırabileceğimi. İnsan, sadece var olarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu." HARUKİ MURAKAMİ