Mezarın içinde saklı olan kalp ne kadar tutkulu, günahkar veya isyankar olursa olsun üzerinde yetişen çiçekler masum gözleriyle sakince bakarlar bize ve sadece sonsuz huzuru veya kayıtsız doğayı değil ebedi huzuru ve sonu olmayan hayatı da anlatırlar.
Yine bir süre sustuktan sonra, tuhaf biri olduğumu, beni kuşkusuz bu yüzden sevdiğini ama belki günün birinde yine aynı sebepten nefret edebileceğini mırıldandı.
Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir?
Ben bu kadar değilim
kışlada ölü bir zaman
bir güzel at durdukça gider
gittikçe döner bir bir güzel at durdukça
askerim, benim ağzım kuşlardan.
güneşi sormuyorum lekelenmiş dallardan
dalları sormuyorum dallardan daha iyi
yüzümü istiyorum bir süvari alayından
ne yapsam istiyorum, ama istiyorum
bir kişi bile değilim yalnızlıktan.
bir kişi bile değilim yalnızlıktan
gözlerim ormanlara asılı
ağaçlar, kırlar ve şehirler geçiyor kaputumdan
o kadar geçiyorlar ki, sadece duruyorum
bir an bir yerde ölümü tanımazlığımdan.
ben bu kadar değilim
kışlada ölü bir zaman.
Beni bilen bilir, taniyan tanir. Saf siircilerle pek uyusmam (Hasim ve Rimbaud haric!), mistisizmi kaldiramaz kafam. Fakat bilenler sunu da biliyor ki Tanpinar, Cansever'in hocasi oldugu kadar benim de hocam. Icimde hassas kalan bir nokta var, belki ruyalarimdan parcalar. Tanpinar'in tuyden kalemi her seferinde oraya degiyor. Basariyor bunu. Bugun sinavdan cikip eve geldigimde kafami gomdum yine. Bu benim meditasyonum gibi bir sey. Tesekkur ederiz Tanpinar, hala icindeyiz zamanin.
ŞiirlerAhmet Hamdi Tanpınar · Yapı Kredi Yayınları · 19993,425 okunma
Orhan Bey, yollarimiz kesiseli uc sene oluyor. Bu kitabi ucuncu kez bastan sona okudum. Bu son olmayacak. Ne kalemdir bu Orhan Bey! Ne tutkudur bu!
Okuyunuz, kendinizle basbasayken okuyunuz. Pisman olmayacaksiniz. Belki de olursunuz, mutemadiyen.
Edebiyatımızın köklerinden Mehmet Rauf ve diğer Servetifünun yazarlarından okumaya çalışıyor, kendimce kronolojik kavramalar yapmaya çalışıyorum. Eylül öyle güzeldi ki, fakat Ferda-yı Garam gitmiyor, bitmiyor. Biraz zaman sonra tekrar deneyeceğim.
Hayal kırıklığı, varoluş uykusuzluğu ya da sadece merak kurbanı olan insan, yeryüzündeki benzerlerinin tamamını öldürüp Tanrı'yla yalnız kalmak isteyebilir.