"Düşünüyorum öyleyse varım" Var olma sebebini bu sözlerle dile getirmiş Descartes.
Kıyasıya savunduğumuz düşüncelerin ne kadarı bizim ne kadarı ezberlenmiş düşüncelerdir. Ve ne kadarı tartışmaya açık???
Her türlü bilginin havada uçtuğu, politik doğruculuğun hat safhada olduğu çağımızda doğru ve yanışı ayırt etmek giderek güçleşmiştir. bu yüzdendir ki tartışmanın önemi daha da artmıştır.
John Stuart Mill'in bu kitabı bu derde kendi yüzyılında cesurca karşıt görüşler ortaya koymanın yararını gösteriyor.
J.S. Mill tartışma özgürlüğünün gerekliliğini şu şekilde vurguluyor: "... yalnızca deneyimle değil, tartışma da olmak zorundadır ki nasıl yorumlanacağı gösterilebilsin. Yanlış görüşler ve uygulamalar zaman içinde yerlerini olgulara ve savunulara bırakır."
Bu şekilde tartışılan düşünceler miras bırakılan değil edinilen düşünceler haline gelebilsin.
Mill sadece kendi tartışma özgürlüğümüzün değil özellikle hatta en gerekli olanın karşıt düşüncenin ifade edilmesi olduğunu kabul eder. "Tüm itirazların tatmin edici şekilde yanıtlandığı yönünde teminat istemesi gerektiğini kabul eder."
Kitabın ince olması sizi yanıltmasın, her satırın üzerinden tekrar tekrar geçilmesi gereken anlam yoğunluğu fazla çağının ötesinde bir kitap.
Bir kişi hariç bütün dünya aynı görüşte olsa, tek bir kişi karşı görüste olsa, insanlığın o kişiyi susturma hakkı o kişinin gücü yetse insanlığı susturma hakkından fazla değildir.