Bir zamanlar eşi tarafından görülmeyen bir kadın vardı. Yok gibiydi, tutsa nefesini, kendisi dahi yokluğuna inanacak gibiydi. Gözleri mutsuzluktan ışığını kaybetmişti o kadının. Dalları güneşe küsmüş, binbir fareye ayrılmış çatlaklarından gözyaşı akıyordu sadece. Değersizlik hissi öfkeyle var olmaya çalışıyor, yerli yersiz zamanlarda yükselttiği sesi, ‘beni artık duyun!’ feryatlarına dönüşüyordu.