Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esm.

Yaratıcı süreç, biçim için duyulan bu tutkunun dışavurumudur. Parçalanmaya karşı bir mücadeledir yaratıcı süreç: Uyum ve bütünleşmeyi doğuracak olan yeni varlık türlerinin varoluşa getirilmesi mücadelesi. Platon’un bize özet olacak çarpıcı bir öğüdü var: Bu yolu hakkınca yürümek isteyen biri gençliğinde güzel biçimleri ziyaret ederek başlamalı; eğer ilk başta eğitmeni tarafından, yolu ona bu güzel biçimlerden sadece birini sevecek şekilde doğru olarak gösterilirse, bu tek sevilenden doğru ve güzel düşünceler yaratacaktır; ve sonra, o tek olanın biçiminin güzelliğinin bir diğerinin güzelliğine benzer olduğunu ve her biçimdeki güzelliğin tek ve aynı olduğunu kendi kendine algılayacaktır.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Sanat eserinde varolan hakim olunmuş ve aşılmış gerilim, sanatçıların sınırlamalar ile ve sınırlamalara karşı başarılı mücadelelerimin sonucudur.
Sayfa 128Kitabı okudu
İnsanlar, herhangi bir etkili biçimde bütünleneceklerse, bir yasaklar yığını altında yitmiş olan kişiliklerinin “yitik” yanlarını tekrar ele geçirmeliler.
Sayfa 128Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tekrar Herakleitos’a kulak verelim: Akılsız kişiler “kendisiyle çatışmanın kendi içinde bir uyuma vardığını anlamazlar: Armoni, yay ve lirinki gibi, karşıt bir gerilimi içerir.”
Sayfa 127Kitabı okudu
Alfred Adler, uygarlığın fiziksel sınırlamalarımızdan ya da kendi deyişiyle, aşağı olmaktan doğduğunu ortaya attı. Dişe diş, pençeye pençe, insanlar vahşi hayvanlardan daha aşağı idiler. Hayatta kalabilmek için bu sınırlamalarına karşı mücadelelerinde insanlar zekalarını geliştirdiler.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Bilinç, olanaklar ve sınırlılıklar arasındaki diyalektik gerilimden doğup gelen bir farkındalıktır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Bu yüzden mabedin deyişleri, rüyalar gibi edilgin bir biçimde alınmamalıydı; alıcılar mesajı kendilerinde yaşamalıydılar.
Sayfa 120Kitabı okudu
İnsan özgürlüğü, yaşamın itkisi ile ona vereceğimiz karşılık arasında duraklayabilme ve bu duraklamada, ağırlığımızı vermeyi arzu ettiğimiz yönü seçebilme yetimizi içerir. Özgürlüğe dayanan, kendimizi yaratabilme yetisi, bilinçten veya bireyin kendi farkındalığından ayrılamaz.
Sayfa 114Kitabı okudu
İnsanların tüm yaşamlarını yaşamaya başlamayı bekleyerek geçirmeleri az görülen bir şey değildir.
Yakınmak daima olanı kabul etmemektir. O, değişmez bir biçimde, bilinçsiz bir olumsuz birikim taşır. Siz yakındığınızda, kendinizi bir kurban yaparsınız. Açıkça, çekinmeden konuştuğunuzda ise gücünüzde olursunuz. Öyleyse eğer gerekliyse ya da mümkünse eyleme geçerek veya açıkça konuşarak durumu değiştirin; durumu bırakın ya da kabul edin. Bunun dışında her şey deliliktir.
Reklam
Carl Jung, kitaplarından birinde bir Kızılderili şefle yaptığı bir konuşmayı anlatır. Bu konuşma sırasında, Kızılderili şef onun algısına göre çoğu beyaz insanın gergin bir yüze, sabit bakışlara ve kaba bir davranış tarzına sahip olduğunu belirtir ve şöyle ekler: "Onlar daima bir şey arıyorlar. Ne arıyorlar? Beyazlar daima bir şey istiyorlar. Onlar daima huzursuz ve rahatsızlar. Biz onların ne istediklerini bilmiyoruz. Onların deli olduklarını düşünüyoruz."
Sizin bilinç düzeyinizin en iyi göstergesi yaşam mücadeleleriyle, zorluklarıyla nasıl başa çıktığınızdır. Bu mücadeleler yoluyla bilinçsiz bir insan daha da derin bir biçimde bilinçsiz hale gelme ve bilinçli bir insan daha yoğun bir biçimde bilinçli hale gelme eğilimi gösterir. Siz bir mücadelenin sizi uyandırmasına da izin verebilirsiniz, daha derin bir uykuya çekmesine de. Sıradan bilinçsizlik rüyası o zaman bir kâbusa dönüşür.
Bazı insanlar ben sorunların illüzyon olduğunu söylediğimde kızarlar. Bu durumda benim onları kimlik duygularından yoksun bıraktığımı, böyle bir tehdidi hissederler. Onlar sahte bir benlik duygusuna çok fazla zaman-yatırımı yapmışlardır. Yıllardır, onlar bilinçsiz bir biçimde bütün kimliklerini sorunları ya da ıstırapları olarak tanımlamışlardır. Bu sorunlar ya da ıstıraplar olmadan onlar kim olacaklardır?
Eğer bir ölüm-kalım durumunda, öylesine acil bir durumda kalmışsanız, bunun bir sorun olmadığım bilirsiniz. Bu durumda zihin gezinip onu bir sorun haline getirecek zamanı bulamamıştır. Gerçek bir acil durumda zihin durur; siz Şimdi'de, tümüyle mevcut hale gelirsiniz ve sonsuz derecede daha güçlü bir şey idareyi ele geçirir. İşte bu yüzden sıradan insanların birden bire son derece cesur eylemlerde bulunabildikleri durumlar yaşanır. Herhangi bir acil durumda, siz ya sağ kalırsınız ya da kalamazsınız. Her iki durumda da, bu bir sorun değildir.
bireylerdeki kaygı eğilimi anneleri tarafından ne ölçüde dışlanmış olduklarıyla orantılıydı. … Anladım ki kuramımın tümü değişmek durumundaydı. O an kaygının kaynağı olan özgün darbenin annenin dışlanması olmadığını gördüm; kaygının kaynağı dışlanmanın kabullenilmemesindeydi.
2.376 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.