...Kasabamızın kokularını taşıyan bir sesle annem usulca, alo, n'apıyorsun oğlum, iyi misin, dedi kulağıma.
İçimdeki ses dört yüz altmış kilometre uzağa gitmiş de oradan annemi taklit ediyormuş gibi geldi bir an, elimde ahize, boş boş duvara baktım.
Geçenlerde bir hocamız "empati yapma"nın önemine binaen Varidat'tan bu kıssayı anlatmıştı:
"Geçenlerde bir çocuğun bizim bağa girdiğini, bir ağaçtan meyve koparmak üzere olduğunu gördük. Arkadaşlarımızdan filanca, çocuğun yanına koştu, ona bir tokat attı. Ben durumu seyrediyordum. Çok üzüldüm. Hatta üzüntüden ayakta duramadım, yere düştüm. Çocuk ise düşmedi. Tokadı yiyen çocuk olduğu halde ondan daha çok üzülmeme kendim de hayret ettim; hâlâ da ederim."