Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeyda

100 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Toplumsal adetlerin kurbanları...
Tahlilleriyle ve insanın iç dünyasını yansıtan eserleriyle bu sıralar gündemime oturmuş Mehmet Rauf bu eseriyle Eylül'de de olduğu gibi gündemime damga vurdu...Genelde İstanbul ve çevresini anlatan yazarımız bu eserinde de binbir beklenti ve hayalle İstanbul'a gelen Pervin'in iç dünyasına eğilmiş... O zamanın toplumuna göre iyi eğitilmiş ve farkındalığı topluma göre yüksek bir kızın iç monologları bize kadın erkek eşitsizliğini kadınların nasıl erkek egomanyası altında ezildiğini öyle güzel anlatıyor ki okurken bir miktar sinirlendim bile. Kadına doğru dürüst söz hakkı bile tanınmayan bir toplumda bir kızın kalbinin çırpınışları okurken bile insana bulunduğu toplumdaki yerini sorgulatıyor. Kaç hayalimden kadın olduğum için vazgeçtim ya da kaç düşüncemi eyleme geçmeden sırf kadın olduğum için bir daha durup sorguladım "Nasıl olur da bizim, kadınların da bir kalbimiz, bir hissimiz, bir emelimiz olduğunu düşünmüyorlar" Kitapta kadının toplumdaki yeri günümüze kıyasla daha aşağıda olsa da zamanın bizlere hala yeterli özgürlüğü getirdiğini düşünmüyorum aksine "Bazen düşünüyorum da dünyaya gelmek bir afetken, sonra bu memlekette, üstelik kadın olarak doğmanın dayanılmaz azabına nasıl tahammül ettiğime hayret ediyorum. Mesela yalnız erkek olsaydım, bugün beni zorlayan ve harap eden bu elemlerin birçoğundan bihaber olacaktım." En az Eylül kadar etkileyici bu romanı okumanızı şiddetle tavsiye ederim bir gün bu incelemedeki durumlara maruz kalmayacağımız günlerin ümidiyle...
Genç Kız Kalbi
Genç Kız KalbiMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,2bin okunma
Reklam
64 syf.
7/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Peki sizce aşk nedir? Bize kendimizi unutturma potansiyelini içinde barındıran dünyanın en afilli eylemi bana sorarsanız... Peki... "Bizi aptallaştıran ve kabalaştırma potansiyeli olan şey nasıl olur da en büyük mutluluk olarak hissedilip tanımlanır?" Nasıl olur da bıkmadan usanmadan bizi her seferinde yerle bir etmesine rağmen o mutluluğu tekrar tadabilmek için aptallaşmayı saçmalamayı göze alırız? "Çünkü aşk, bir insanın başına gelebilecek en iyi ve en güzel şey, en yüce ve en önemli şeyleri başarmasını sağlayabilecek bir durum olarak görülür." Peki bizi yeri gelince bulutların üstüne taşıyan yeri gelince yerin 7 kat dibine sokan bu aşk "nihayetinde bir hastalık mıdır?" (sokrates'in nitelendirdiği gibi) "Yoksa etkisinin yararlı mı zararlı mı olacağı, dozajına göre değişen bir zehir midir aşk?" Siz ne derseniz deyin sonunda sağ çıkıp çıkamayacağınızı bilemeyeceğimiz bir kumar bence bile bile oynadığımız... Peki ya ölüm? "Aşk üzerine neşeyle gevezelik eder dururuz ama ölüm üzerine söyle­necek çok az şey vardır. Ölüm karşısında dilimiz tutuluyor." Peki bu ikiliyi uzlaştırabilir miyiz bir Orpheus gibi? Yoksa sonumuz bir Genç Werther bir Kleist gibi mi olacak? Yaşayıp göreceğiz... Batı edebiyatına ilginiz varsa ya da genel kültürünüz artsın istiyorsanız önerebileceğim bir eser, ama tüm bu sorulara cevap aramak için okuyacağınız bir eser mi üzerine tartışılır zira aşkın tanımı kişiden kişiye değişir genellemeyi herkes yapar... :) İyi okumalar...
Aşk ve Ölüm Üzerine
Aşk ve Ölüm ÜzerinePatrick Süskind · Can Yayınları · 2014784 okunma
352 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Stefan Zweig'dan muhteşem bir eser daha... Biyografi özelliği taşıyan bu kitap kendi ruhlarıyla mücadele eden ve mücadeleyle birlikte yaşamları tragedyaya dönen 3 yazarı, Hölderlin, Kleist, Nietzsche'i Stefan'ın ağzından onun kendine has üslubuyla yaşamdan kesitler halinde anlatıyor.Anlatırken de yazarların çağdaşı olan Goethe ile kıyaslamalar
Kendileriyle Savaşanlar
Kendileriyle SavaşanlarStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,498 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
520 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
İmkansızlıktan doğan bir eğitim hikayesi...
Herşeye 0'dan başlayıp bir hayat kurulabilir mi? Eğer bu kitaba sahipsen bu sorunun cevabını birinci elden dinleme şansına sahipsin. Hikayemiz işçi sınıfına mensup Martin Eden'in ilk görüşte burjuva sınıfına mensup Ruth'a aşık olmasıyla başlıyor ve aşk Martin'in tabiri caizse tam anlamıyla gözlerini açıyor. Hayata, topluma, sınıflara, okumaya bakış açısı değişiyor. Ee sonrası mı? Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidinin tabanında hayatını sürdüren bir insanın piramidin tepelerine tırmanmaya çalışmasını ön koltuktan izliyorsunuz. -Para bir araç mıdır hayallerimize ulaşmamızda yoksa paranın kendisi bir amaç mıdır? -Aşk ne zaman ölür? -Beni ben olduğum için mi seviyorlar yoksa param için mi? Okurken Martin'in kendine sorduğu soruları sizde kendinize soruyorsunuz. Kitap son 100 sayfası yeşilçam tadında olsa da tüm hikaye aşkla örülü olsa da kesinlikle klasik bir aşk romanı değil. Eseri felsefeyle rejime yönelik eleştirilerle de güzel desteklemiş. Ve okuduğumda kendime şunu dedim hiçbir zaman hiçbir şey için geç değil, hele kendini geliştirmek için... İyi okumalar...
Martin Eden
Martin EdenJack London · İndigo Kitap · 201891,4bin okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Tüm kendi çölünde kaybolanlara...
Kitap kendine has karakterleri, sıcacık mahalle ortamıyla sizi öyle bir sarıyor ki başladıktan sonra tek yapmanız gereken arkanıza uzanıp o akışa ayak uydurmak... :) Okurken diziyi de en azından az buçuk izlediyseniz her bir sahne insanın gözünde canlanıyor bir kitabı okurken bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum :) Kitabın en sevdiğim yönüyse evet hikaye Leyla ile Mecnun etrafında dönüyor ama yan karakterler bir hikayeye bu kadar mı renk katar o ortamı o sevginin gerçekliğini dile gelmeden bu kadar mı iyi hissettirir. Erdal Bakkalın veresiye defterinden tut ( ki "canını alabilirsiniz ama parasını asla!" :)) yavuz abinin aşk'olsun ben öyle bir insan mıyım deyişleri, İsmail abinin o gemiye sahilde el sallayışı, iskender babanın o hakiki babalığı, Aksakallı dedenin akıl hocalığı hepsi insanın içine işliyor :) Leyla ile Mecnun'u anlatmaya gerek var mı? Ne demişler "Sevdiğine kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olur. Kavuşamayan aşıklar bu çölde ararlar sevdiğini. Kavuşanlarsa emlakçı emlakçı dolanır dururlar artık, 2+1 kombili. Bu inceleme benden tüm sevipte kavuşamayanlara gelsin... :) İyi okumalar...
Leyla ile Mecnun
Leyla ile MecnunBurak Aksak · Küsurat Yayınları · 201815,6bin okunma
Reklam
724 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kendinden kaçabilir misin?
Herkes kendi hayatının tekdüzeliğinde kendisine öğretilen kalıplarla kurduğu düzende yaşıyor ne zaman ki biri çıkıp o düzene sığamıyor işte o zaman tutunamayanlar ortaya çıkıyor. Ya bu düzene uyacaksın ya bir tutunamayan olacaksın hayat 2'den fazla seçenekte tanımıyor. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık misali... Çoğumuz günlük hayatın sıkıntılarıyla unutuyoruz boyun eğiyoruz sorgulamıyoruz bazen dışardan kendimize baktığımızda aklımıza geliyor bir anlık ama sonra günlük hayata geri kapılıverip unutuyoruz ve böyle böyle bir ömrü dolduruyoruz. Ya herşeyi farkettiğimizde günlük hayatın akışına geri kapılamasaydık? Bir Turgut Özben'in daha doğuşu... Ya da başından beri bize dayatılan düzende dikiş tutturamasaydık? Bir Selim Işık gibi... Hayatın içinde sıkışanların romanı... Uzun lafın kısası kitaptan bir alıntı yapayım zaten bu alıntı her şeyi çok güzel özetliyor: "Annem de, babam da bana gerekli eğitimi vermediler. Yaşamak için demek istiyorum. Bana yaşamasını öğretmediler. Daha doğrusu, bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara. İnsan, kendi bulurmuş doğru yolu. Ben bulamazdım. Bana, başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğrettiler. Başka türlü bir itinayla tutmalıydılar beni. Daha fazla değil, farklı. Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da, anormal dediler. Ben de kendimi anlamadım: bütün hayatım boyunca normal bir adam olmaya çalıştım." İyi okumalar...
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Doğunun Nietzsche’si...
Halil Cibran... Kendi üslubu ve anlatım biçimiyle başarıyı yakalamış bir yazar. Daha önce hiç okudunuz mu? İlk okuyuşunuz mu? Eğer ilk okuyuşunuzsa üslup biçimiyle etkileneceğiniz şart Eğer ilk okuyuşunuz değilse üslubunu biliyorsanız bilin ki tüm eserlerinde aynı konuları aynı üslupla işlemiş hiç şaşırmayacaksınız demektir :) Kısaca
Seçme Eserleri
Seçme EserleriHalil Cibran · Yakamoz Yayınevi · 2019292 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitaba adını veren karakter Mrs. Dollaway (Clarissa) ellili yaşlarında, burjuvaziye ve burjuvazideki yerine önem veren biri. Peter Walsh geçmişte ona talip olmuş ve ona aşık biri. Richard Dollaway ise Clarissa'nın eşi ve aristokrat sınıfına mensup biri. Bu noktada insan durup düşünüyor. Birbirlerini anlayan ama zıt karakterde biriyle evlenmek mi, yoksa anlayış ve sakinliğin hüküm sürdüğü bir evlilik mi? Kitap sürüp giderken Clarissa'nın geçmişine ve bu gününe kısa kısa yolculuklarla giderek tüm düşüncelerini, karakterini bugünde analiz edebiliyorsunuz.(Zira kitap bir günü anlatıyor :)) Bu noktaya kadar incelemeyi okuduğunuzda Aa! Çok klasik bir roman konusu diyebilirsiniz ama tam bu noktada işin içine çok başka bağımsız karakterler giriyor Septimus Warren Smith gibi.. Yazar kendi içindeki yaşam ve ölüm kavgasını da Clarissa ve Septimus gibi iki bambaşka karakterle yansıtmış. Ve yazar karakterleri iyi tahlil etmiş güzel işlemiş. Kitapta tam bir olay örgüsü yok. Geçmişe ve günümüze yolculuklar insanı okurken yorabiliyor bu yüzden kitabı sıkıcı bulanlar olabilir bir çırpıda okuyamadım sıkıldım diyenler olabilir. Daha çok Wirginia Wolf'un yazım tekniğini beğenenlerin tek çırpıda okuyabileceği bir kitap. O doğrultuda bunu bilerek okuyun sonra sıkıldım demeyin derim... İyi okumalar...
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · İndigo Kitap · 20194,600 okunma
76 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Sesimin tonunu emanet ettiğim AHLAT AĞACINA ...
Didem Madak'ı ne zaman okusam bir insan hayatı bu kadar ince bir şekilde mısralara nasıl dökebilir diyorum böyle ince naif bir ruh ve ortaya çıkan muhteşem 3 eser... "Kaç meydanını okudum da bu hayatın Yalnızca iki harf öğrendim: A H!" Ah'larla, özlemlerle, pişmanlıklarla ve acılarla örülü muhteşem bir eser... İnsanın tüm ah'larını bayrak gibi göndere çekip dalgalandırıyor. Kelimeler kifayetsiz kalıyor bu satırların karşısında. Ne denebilir ki hayat herkese adil davranmıyor... "İyi niyetli ve sevimli bir kızdan kalanlar Sallanıyor durmadan boş salıncaklarda "Üzgünüm" diyor, Bir mutluluk şiiri yazamam bu saatten sonra!" O da isterdi kaldırımlarından çiçekler fışkıran satırlar yazmak zannımca ama hayat işte.. İyi okumalar...
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121,1bin okunma
49 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Bir arkadaşımın önerisi üzerine Tezer Özlü'nün kitaplarını okumaya başladım ve başlar başlamaz beni kendi çekim alanına aldı. Kendine has anlatımı (özellikle açık sözlülüğü), özgürlük arayışları, yaşama anlam yükleme çabaları tüm bunlar eserlerinde hep ön planda ve okurken insanın kendini o samimi dünyada bulmasını sağlıyor. Eserlerini tavsiye ederim okuyun ama okurken hepsini bi anda alıp ard arda okumayın aralara başka kitaplarda serpiştirin zira kendisi doz doz alınması gereken bir yazar NOT: İncelemeyi daha genel yazdım çünkü henüz tüm Tezer kitaplarını okumadım ve o tüm eserleriyle tüm yaşanmışlığıyla bir bütün olarak değerlendirilmesi gereken bir yazar ...
Zaman Dışı Yaşam
Zaman Dışı YaşamTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20182,680 okunma
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Tomris Uyar'ı bir süredir okumak istiyordum. Cemal Süreya ve Edip Cansever'in uğruna şiirler yazdığı ve Turgut Uyar'ın eşi olan bi yazarı kim merak etmez ki... Nasip "Dizboyu papatyalar"da tanışmakmış. Kitap 8 öyküden oluşuyor ve her bir öyküde farklı kesimlerden farklı karakterleri yalın bir dille anlatıyor. Benim en beğendiğim öyküyse dizboyu papatyalar. Sanırım bendeki Ankara'yı birebir betimlediği için... Ben okurken keyif aldım, sizlere de tavsiye ederim. İyi okumalar ...
Dizboyu Papatyalar
Dizboyu PapatyalarTomris Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 20222,121 okunma
155 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Kitabın diline uyum sağladığınız anda kitap sizi içine çekiyor. (Yani ilk sayfalarda zorlanırsanız sakın yarıda bırakmayın.) Tekdüzeliğe karşı, toplumdaki değerlerin sahteliğini savunan, çevresine uyum sağlayamayan ve hayatına o doğru insanı arayan bir karakter Bay c... Bilinçaltına itmiş olduğu düşünceleri olan ve mutlu olmak için hayata anlamlar yükleyen karakter roman boyunca aslında o aradığı insanı bulabilmek için oradan oraya sürükleniyor. Kitabın diline uyum sağlayıp okumanızı tavsiye ederim...
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,9bin okunma
114 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hayalinde bir mahalle kuruyorsun ve mahalleye kahramanlar çizip oynatıyorsun... İşte yazarın tam olarak yaptığı bu ve okurken kendini başka bir dünyanın içinde buluyorsun Hem kurgusal hem hayatın kendisi sanki.. Usul gereği kitaplarında yer almamış 4 şiiri kitabın bu basımında kitabın sonuna konulmuş (sayfa 93) ama benim önerim kitabın sonunu başından önce okumanız ve yazarın içinde bulunduğu o ruh halini bilerek okumaya başlamanız... İyi okumalar...
Pulbiber Mahallesi
Pulbiber MahallesiDidem Madak · Metis Yayıncılık · 20079,2bin okunma
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kısacık satırlara öylesine derin yaşanmışlıklar sığdırmış ki... Her okuduğunuz satırı bir daha bir daha okuyasınız , içinize çekesiniz, aa bu beni anlatıyor diyesiniz geliyor... Sadece şiir sevenlere değil tüm kitlelere öneriyorum bu kitabı, çünkü herkes hayatının bir döneminde yaşıyor bu duyguları... Biraz feministik bir bakış açısıyla yazılmış olsa da herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir kitap.
Süt ve Bal
Süt ve BalRupi Kaur · Pegasus Yayınları · 20177bin okunma
47 syf.
8/10 puan verdi
"Birbirimizi anlamamız için, aynı dili konuşmamıza gerek yok, ezildikten sonra, hepimiz aynı şarabız." Bu sayıda Kazım Koyuncu'ya yer verilmişti ki kendisi bence gerçekten bu coğrafya için önemli bir isim.Herkesin en azından birkaç röportajını okuması,hayatını bilmesi, şarkılarındaki yansıtmak istediği ruhu tam olarak anlamada birebir.. İçerisinde beni en çok etkileyen diğer bir bölüm ise "Bir Küpeye Ağıt"... Gerçekten hepimizin bildiği erkektir yapar, kadındır susar şeklindeki toplum algısını çok güzel yansıtmış... Emeği geçen herkesin ellerine sağlık 🤓
KafkaOkur - Sayı 40 (Haziran 2019)
KafkaOkur - Sayı 40 (Haziran 2019)KafkaOkur Dergisi · KafkaOkur · 2019341 okunma