Acımı taşıyan kap artık kurumuştu. Bu kabın ağır olmasının sebebi babam mıydı diye düşündüm. Tüm motivasyonum yitip gitti. Acı duyma yetimi bile kaybetmiştim.
Benim için “insanlar âlemi” denen yer, her şeye karşın korkunç bir yerdi. Kesinlikle, her şeyin tek bir hamleyle neticelendiği sevimli bir yer değildi.
Elde ettiğim mutluluk o kadar büyük olmasa da ardından gelen üzüntü-ve hatta perişanlık demek daha doğru- kelimelerle ifade etmeye bile yetmeyecek derecede korkunçtu.