"Keşke" diyordu bazen, nedamete kapılıyordu. Bazen de "belki" diyordu; gerçekleşmesi mümkün olmayan muğlak hayaller kuruyordu. Herkes gibiydi, yoktu kimseden bir farkı; geçmişi keşkelerle geleceği belkilerle anıyordu. Elinde kıymetini arayan bir cevher gibi parıldayan ânı göremiyordu. Beyhude ve işte böyle; hayat "keşke" ile "belki" arasında deveran ederek tükeniyordu.