Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zaten gerçeğin kendisi bir mucizeydi. O her bakımdan şaşılacak, hayret edilecek ve hayran olunacak bir yaratıydı.
Varlıklarını benlikleriyle sınırlayan, ve dolayısıyla, aslında ona ait olduklarını hisseden insanlar gibi, varlığını tehdit ettiğine inandığı o devle savaşmaya karar verdi. Bu dev, Dünya'nın ve içindekilerin ta kendisiydi.
Reklam
Oysa zayıflık denen şey hayat, iktidar ise ölüm değil miydi?
Yafes Çelebi onun başını okşayarak, mucizelere inanması gerektiğini, çünkü mucizelerin gerçeklik duygusunun değil, gerçeğin bir parçası olduğunu anlatıyordu: Zaten gerçeğin kendisi bir mucizeydi.
Dünyayı ve içindekileri bir makineye dönüştürmeye çalışmıştı. İşin acıklı yanı, kendisinin de bir makine olduğunu sanmış, ona durmadan yeni parçalar, çarklar, kasnaklar, somunlar, dişliler, bıçaklar, tabancalar, toplar ekleyerek sakatlığını telafi etmeye kalkmış fakat bu koltuk değneklerinin gideremediği sakatlığı arttıkça artmıştı. "İktidar makinesi" dediği şey, yani onun öz varlığı, sonu gelmez isteklerle büyüdükçe tutkuları da devleşmiş, bu yüzden o nefret ettiği zaaflarını ortadan kaldırarak benliğindeki son insanca kırıntıları da yok etmişti. Oysa zayıflık denen şey hayat, iktidar ise ölüm değil miydi?
Ustaların kılınç yapmak için saatlerce ve günlerce dövdükleri demir neden serttir, bilir misin? O, insanoğluna hemen boyun eğmez, çünkü onların, kendisiyle işleyecekleri suçları bilir. Bu yüzden de ortak olacağı günahların bedelini ateşte dövülürken peşinen öder.
Reklam
Ustaların kılınç yapmak için saatlerce ve günlerce dövdükleri demir neden serttir, bilir misin? O, insanoğluna hemen boyun eğmez, çünkü onların, kendisiyle işkeyecekleri suçları bilir.
" And olsun ki biz, Davud'a katımızda bir imtiyaz verdik, 'Ey dağlar! Onunla birlikte tesbih edin' dedik. Kuşlara da bunu duyurduk. Ona demiri yumuşak kıldık. "
Sayfa 7 - İletişimKitabı okudu
Oysa zayıflık denen şey hayat, iktidar ise ölüm değil miydi?
İletişimKitabı okudu
242 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"...ve gülümseyen herkes cennete bakıyor demektir."
》Ölüm... Adını duyunca hepimizin ürktüğü, hep bizden uzak olmasını istediğimiz o korkunç kelime, o korkunç hissiyat... Öleceğini bile bile yaşayan ve yaşamak zorunda olan yegane varlık olan insanın hiç gelmeyeceğini düşündüğü, ama sonunda onu bulacak olan en acı gerçeğimiz... 》Ölümle oyun oynanır mı? Oynayan olmuş mudur hiç? Mesela bir arabaya
Efrasiyab'ın Hikayeleri
Efrasiyab'ın Hikayeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20185,4bin okunma
Reklam
Arapçada "noktasiz" ha ile yazılan tahayyül becerikli olmak, maharet göstermek, hiyle yapmak, hiyel ilmiyle uğraşmak, hiylekâr ve hiyelkar olmak gibi anlamlara geliyordu. "Noktalı" hı ile yazılan tahayyül ise hayal etmek, imgelemek anlamina geliyordu. Sonuçta, hiyelkâr da hayalkar da tahayyül ediyordu.
Sayfa 149Kitabı okudu
154 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Puslu Kıtalar Atlasından sonra İhsan Oktay Anarın ikinci okuduğum kitabı. Bu kitapta hiyel ilminin derinliklerine dokunuyor .Okuyanın okuyamayanları kolay anlatamayacağı hayal gücünün sınırlarını gösteren çizimleriyle insanların biriyle paylaşmak isteyeceği romanlardan biri kesinlikle . Ben bu kitabı okurken yazarın dili dolayısıyla zorlanacağımı düşünsem de kitabı okudukça atmosferine kapılıp daha fazla okuma hissi uyandırdı .Eski dönemlerdeki mucitlerin inanılmaz eserlerini anlatan bu kitap her insanın cesaret edip okuması gereken bir kitap
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20204,504 okunma
Dünyadaki her şey bir mucizeyken insan nasıl hayret etmeden durabilir?
Sayfa 150 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Çünkü Dünya' nın bir parçası olmak, bedenin değil benliğin ölümü olmalıydı.
Sayfa 113 - İletişim YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.