Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bilim, İnsani Değerleri Nasıl Belirler?

Ahlakın Coğrafyası

Sam Harris

Ahlakın Coğrafyası Gönderileri

Ahlakın Coğrafyası kitaplarını, Ahlakın Coğrafyası sözleri ve alıntılarını, Ahlakın Coğrafyası yazarlarını, Ahlakın Coğrafyası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evrimden şüphe etmek altta yatan bir durumun bir arazı; bu araz da dini inancın ta kendisi; Yeterli kanıt olmadan inanma, bilgi yerine boşuna ümit, kötü fikirlerin iyi fikirlerden korunması, iyi fikirlerin kötüler tarafından bozulması, kuruntuların kurtuluşun ilkesi haline gelmesi.
Sayfa 271 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Bertrand Russell'ın şu ünlü sözünü hatırlatmak gerek: Dünyadaki dinlerden birinin tamamıyla doğru olduğundan emin olabilseydik, sunulan tüm çelişkili iman şekillerinin sayısını hesaba kattığınızda, her inanan kişinin tamamen kesin bir olasılık olarak cehennem azabını beklemesi gerekirdi.
Sayfa 119 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Reklam
Evrenimizin, belli bir kitabın ilahi kaynağına inanıyor diye birbirlerini öldüren primatları ödüllendirmek üzere tasarlanmış olması tabi ki son derece ihtimal dışı. Şehitliği insan yaşamının şaşırtıcı ve ahlaka aykırı bir şekilde suistimal edilmesi haline getiren şey, şehitliğe özenenlerin davranışlarının sonuçları konusunda neredeyse kesinlikle yanılıyor oldukları gerçeği.
Sayfa 99 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Bir inanç sisteminin veya bir geleneğin varlığını sürdürmesi, o sistemin uyarlanabilir olduğunu göstermez; yalnızca toplumun çöküşüne yol açmadığını ya da o geleneği uygulayanları henüz öldürmediğini gösterir.
Sayfa 32 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Dini açıdan muhafazakar olanlar niyet ve ahlaka ilgili soruların doğru yanıtları olduğuna inanma eğilimindeler, ama sadece İbrahim'in tanrısı öyle varsaydığı için. Sıradan gerçeklerin akılcı bir sorgulamayla keşfedilebileceğini kabul etseler de, değerlerin göklerdeki kasırganın içindeki bir sesten gelmesi gerektiğine inanırlar.
Sayfa 12 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Mutluluk üzerine yapılan araştırmaların birçoğu, insanların çocuk yaptıktan sonra daha mutsuz olduklarını ve çocuk büyüyüp evi terk edene kadar eski mutluluk düzeyine erişemediklerini ortaya koyuyor. Bu araştırmayı bildiğinizi ama bir istisna olduğunuzu düşünün. Çünkü başka bir araştırma alanı da, birçok insanın "bu tip kurallara istisnayım" diye düşündüğünü gösteriyor: Bir insanın, ortalama zeka, bilgi, dürüstlük, vs. seviyesinin üstünde olduğu inancından daha sık rastlanan bir şey yok gibidir. Ama değilim ki bu araştırmanın da farkındasınız ve bu, görüşünüzü değiştirmiyor. Belki de sizin durumunuzda tüm istisnalar geçerlidir ve umduğunuz kadar mutlu bir ebeveyn olacaksınız. fakat insan başarısı üzerine yapılan ünlü bir araştırma, bir insanın topluma katkısını azaltmak için geçerli en güvenilir yöntemlerden birinin bir aile kurması olduğunu söylüyor.
Sayfa 296Kitabı okudu
Reklam
ABD'de bir bilimsel cehalet salgını var. Bu şaşırtıcı değil, çünkü bilimsel gerçeklerin çok azı gözle görülebiliyor ve pek çoğu sezgilere aykırı. Boşluğun bir yapısı olduğu veya hem karasinek hem de muzla aynı ortak atalardan geldiğimiz hiçbir şekilde doğrudan görülebilir şeyler değildir. Bir bilim insanı gibi düşünmek zor olabilir (görmeye başladığımız gibi, bir bilim insanı olunsa bile bu zordur). Ama bir bilim insanı gibi düşünmeyi dine bağlanmaktan daha zor yapan çok az şey var gibi görünüyor.
Sayfa 273Kitabı okudu
Amaç daha çok Amerikalının sadece evrim gerçeğini (ya da herhangi başka bir bilimsel teoriyi) basitçe kabul etmesini sağlamak değil; amaç onların mantık kurallarına ve evrime inanmanın önkoşulu olan eğitimli söyleme değer verilmesi. Evrimden şüphe etmek altta yatan bir durumun bir arazı; bu araz da dini inancın ta kendisi: yeterli kanıt olmadan inanma, bilgi yerine boşuna ümit, kötü fikirlerin iyi fikirlerden korunması, iyi fikirlerin kötüler tarafından bozulması, kuruntuların kurtuluşun ilkesi haline gelmesi vb.
Sayfa 271Kitabı okudu
Şu anda Richard Dawkins, Daniel Dennet, Christopher Hitchens ve ben ("Yeni Ateistler" diyorlar bize), inançlarını "bilgece" yerine getiren inananlara karşı ön yargılı ve cahil olmakla suçlanıyoruz ve bu konuda onlarca kitap ve yüzlerce makaleyi de içeren gittikçe büyüyen bir yazın var. Dini karikatürize ettiğimiz ve en aşırı noktalarını bütünü temsil ediyormuş gibi yansıttığımız iddia ediliyor. Böyle bir şey yapmıyoruz. Francis Collins gibi bilge bir inananın yaptığını yapıyoruz: Dinin bazı iddialarını ciddiye alıyoruz. Bizi eleştiren sekülerlerin çoğunluğu, insanları mantık ve inanç arasında seçim yapmaya zorlarsak inancı seçeceklerini öne sürüyor ve bilimsel araştırmalara destek vermeyi keseceklerinden korkuyorlar; ve eğer din ve bilim arasında hiçbir çatışma olmadığını durmadan yinelersek, büyük kalabalıkları evrim gerçeğini kabul etmeye razı edebileceğimizi düşünüyorlar (sanki nihai amaç buymuş gibi).
Sayfa 270Kitabı okudu
Ruhlara inanmak insanları ruhu olmadığı düşünülen canlıların acı çekmesi karşısında kayıtsızlığa itiyor. Üç günlük insan embriyosunun hissedemeyeceği acıları çeken birçok hayvan türü var. Maymunların tıbbi araştırmalarda kullanılması, balinalar ve yunusların askeri sonarlara maruz bırakılması gibi çalışmalar gerçek acıların söz konusu olduğu gerçek etik ikilemler.
Sayfa 266Kitabı okudu
Reklam
İnsan zihninin diğer hayvanların beyinlerine kaçınılmaz benzerliği göz önüne alındığında, ruhsallık doktrini daha da çürütülebilir hale gelir. Zihinsel güçlere sahip insanların bir ruha sahip olmayan primatların devamı olduğuna bakıldığında, ortaya daha da özel sorunlar çıkar. Şempanze ve insanoğlunun ortak atasının ruhu yoktu ise, biz bizimkini ne zaman kazandık? Dünyadaki ana dinlerden çoğu bu garip olguları görmezden gelir ve diğer hayvanların ruhani durumuyla bağlantı kurmadan insanoğlunun özel bir öznelliğe sahip olduğunu savunur. Ruh insana bahşedilmiş en büyük yadigar olarak algılanır, ama insanın benzersizliği iddiası daha da ileri giderek ahlaki algılarımız konusuna kadar uzanır: Hayvanlar böyle bir şeye sahip olamadıklarına göre, ahlaki içgüdülerimiz Tanrı'nın işi olmalıdır. Bu iddianın ne kadar yaygın olduğu göz önüne alındığında, entelektüel olarak dürüst bilim insanlarının ahlakın kökenleri konusunda din ile bir çatışmaya düşmesi kaçınılmazdır.
Sayfa 252Kitabı okudu
Bugünkü bilimsel zihin anlayışımıza göre, ana dinlerin bağlı olduğu doktrinler akla yakınlıklarını gittikçe kaybediyor. Bilinçle madde arasındaki nihai ilişki henüz belirlenememiş olsa da, zihin ile beyin arasındaki açık bağlantı ruh ile ilgili safça kavramsallaştırmaların yükünden kurtulmuş durumda en azından. Sinirsel devrelerin gördüğü hasar sonucu birtakım zihinsel faaliyetlerini kaybetmiş bir insan söz konusu olduğunda, akıl yürütme, sevgiyi hissetme ve yaşanmış olayları hatırlama vb. kapasitesine sahip, metafizik biçimde beyinden bağımsız bir ruh olabileceği fikrini savunmak imkansız.
Sayfa 251Kitabı okudu
Aklı başında olmayı sayısal niceliğe göre ölçecek olsaydık, ABD'deki bütün ateist ve agnostiklerin sanrısal düşünceler içinde olduğu sonucunu çıkarmamız gerekirdi: Bu teşhise göre Ulusal Bilimler Akademisi'nin yüzde 93'ü sanrılar içinde. Aslında ABD'de okuma yazma bilmeyen insanların sayısı Yehova'nın varlığını sorgulayacak insan sayısından çok daha fazla. 21.yüzyıl Amerikası'nda İbrahim'in Tanrısı'na inanmamak sıra dışı bir durum teşkil ediyor. Ancak bilimsel düşünmenin temel ilkelerine bağlı kalma sorumluluğu için de aynı şey geçerli -genetiğin altında yatan ayrıntıların anlaşılması, özel görelilik veya Bayes teoreminden bahsetmeye gerek bile yok.
Sayfa 250Kitabı okudu
İnançlar sonuçlara yol açar. Tanzanya'da albino insanların vücut parçalarının yasadışı ticareti yapılıyor, çünkü albino vücut parçalarının büyülü güçler taşıdığı gibi yaygın bir inanç var. Hatta balıkçılar daha çok balık tutabilmek için ağlarının içine albino saç telleri katıyorlar.
Sayfa 249Kitabı okudu
Bilimsel bakış açısından şaşırtıcı olan, Amerikalıların %42'sinin yaşamın başından biri şu anki haliyle var olduğuna inanırken, %21'inin yaşamın evrilmiş olması gerektiğini, evriminin tanrının eliyle yönlendirilmiş olduğuna inanmasıdır (sadece %26'lık bir kısım doğal seçilim yoluyla evrime inanıyor). Amerikalıların %78'i incil'in tanrının kelamı olduğuna inanıyor (doğrudan yazdırılarak veya vahiy yoluyla) ve Hristiyanların %79'u İsa Mesih'in gelecek bir zamanda yeniden dünyaya geleceğine inanıyor. Milyonlarca insanın bunlara inanması nasıl mümkün olabilir? Açıkçası, dini inançları eleştirmenin tabu olması, bu inançların varlığını sürdürmesine yardım ediyor.
Sayfa 240Kitabı okudu
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.