Aile Yaşam Döngüsü ve Tüketim

Celaleddin Vatandaş

Aile Yaşam Döngüsü ve Tüketim Gönderileri

Aile Yaşam Döngüsü ve Tüketim kitaplarını, Aile Yaşam Döngüsü ve Tüketim sözleri ve alıntılarını, Aile Yaşam Döngüsü ve Tüketim yazarlarını, Aile Yaşam Döngüsü ve Tüketim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yakınlık ve dayanışma duygusu: Aile içinde, aileyi oluşturan bireyler arasında güven ve dayanışma varsa aile dışında bireyin karşılaştığı stres getirici olumsuz durumlar ve olaylar yıkıcı ve yıpratıcı etkisini pek göstermez. Güven duygusunun baskın olduğu aile dış dünyanın oluşturduğu sıkıntı ve kaygılarından kendisini kurtarır.
Sekam - Mayıs, 2016
Aile bireyleri arasındaki ilişkiler çocukları “ben değerliyim” ya da “değersizim” duygusuna sahip kılar. Bireysel kimliğin oluşumunda gerekli ve önemli olan bu duygu uygun biçim ve miktarda yerine getirilmezse çocuk farklı davranışla bu duyguyu elde etmeye çalışır.
Sekam - Mayıs, 2016
Reklam
Aile bireyleri arasındaki ilişkiler çocukları “ben değerliyim” ya da “değersizim” duygusuna sahip kılar. Bireysel kimliğin oluşumunda gerekli ve önemli olan bu duygu uygun biçim ve miktarda yerine getirilmezse çocuk farklı davranışla bu duyguyu elde etmeye çalışır.
Sekam - Mayıs, 2016
Cinsel ihtiyaçların belirlenmesine ilişkin bazı ölçülerin belirlenmesi, toplumdaki değerlerin korunması açısından son derece önemlidir. Konuya ilişkin önemli bir çalışmanın sahibi olan Gerald Leslie’nin cinsel hayatın toplum tarafından düzenlenmesine ilişkin tespiti önemlidir: “Toplum tarafından düzenlenmemiş ve kontrol altına alınmamış herhangi bir içgüdü yoktur. Hiçbir toplum içgüdülerin kontrolsüz bir şekilde davranışlara dönüşmesine izin vermemiştir. Cinsellik de böyledir. Çünkü serbest cinsel ilişkiler toplum ve aile yapısını ciddi anlamda tehlikeye sokardı” (Les- lie, 1982: 16).
Sayfa 32 - Sekam - Mayıs, 2016
"... tarihin biraz erken dönemlerine giderek aileyi incelemek söz konusu olduğunda, bu kurumun, üyelerinin neredeyse tüm ihtiyaçlarını karşıladığı, üyelerinin ihtiyaçlarının hem şekillenmesini ve hem de karşılanma tarzını kontrol edip düzenlediği, her bakımdan tüketen değil üreten bir kurum olduğu görülür. Ancak zamanla bu işlevlerinden bazılarını diğer toplumsal kurumlara aktararak, işlevlerinde bir azalma gerçekleştiği görülmektedir. Örneğin çocuk yetiştirme gibi en temel işlevlerinden birisi modern zamanlarda doğum evleri, çocuk yuvaları, kreşler, anaokulları, ilkokul gibi kurumlar arasında paylaşılmıştır. Ticari kuruluşlar, iktisadi işletmeler ailenin ekonomik işlevlerinden birçoğunu kendi bünyelerine alarak ailenin bu işlerden de uzaklaşmasına neden olmuşlardır. Kumaş dokuma, kilim/halı dokuma, giysi dikme, ekmek pişirme, besin hazırlama gibi çok çeşitli ev hizmetleri, yine aileden başka kurumlara, ticari işletmelere geçmiştir. Üyelerinin ekonomik, sosyal, psikolojik, fiziksel güvenliğini sağlama işlevleri de sosyal güvenlik kuruluşlarına, sosyal danışmanlık veya psikolojik danışmanlık birimlerine, güvenlik birimlerine aktarılmıştır. Bugün gelinen aşamada, ailenin geçmişe göre yerine getirdiği işlevlerin son derece azaldığı kolaylıkla tespit edilebilmektedir.
Sayfa 29 - Sekam - Mayıs, 2016
Aile, insanlığın en temel ve en eski sosyal kurumlarından birisi ve hatta ilkidir. Aile, bir zamanlar yerine getirdiği işlevleriyle insan yaşamını tüm boyutlarıyla kuşatacak kadar kapsamlı ve aynı zamanda kurumu olacağı toplumun ilk şeklidir. Ailenin büyüyüp topluma dönüşmesiyle toplumun temel taşına ve en işlevsel kurumuna dönüşmüştür.
Sayfa 29 - Sekam - Mayıs, 2016
Reklam