Albert Einstein Fiziğin Sınırları

Jeremy Bernstein

En Yeni Albert Einstein Fiziğin Sınırları Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Albert Einstein Fiziğin Sınırları sözleri ve alıntılarını, en yeni Albert Einstein Fiziğin Sınırları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Einstein 1955’in Nisan ayında öldüğünde dünyanın her yerinde kaybından dolayı üzüntü hissedildi. Adı 20. yüzyılın önemli olaylarından -hem bilimsel zaferlerinden hem de trajedilerinden (atom bombası ve Avrupa ’daki Yahudi kardeşlerinin katledilmesi gibi)- ayrı düşünülmüyordu. Einstein’ın fotoğrafları insanların aile üyelerin den birinin fotoğrafı kadar tanıdık hale gelmişti. Bu bir bakıma çok garip, çünkü çalışmaları çok az kişi tarafından anlaşılabiliyordu. Herkes bu çalışmaların olağanüstü zor ve atom bombasıyla ilgili olduğunu biliyordu. Ama insanların çoğu kendilerine göreliliğin ne olduğu sorulacak olsa hiçbir yanıt veremez. Fizikçiler bile -çoğu fizikçi- Einstein’a fizik alanındaki son gelişm elerle alak alı biri olarak değil de, neredeyse tarihi bir eser gözüyle bakıyordu. Kuşağındaki diğer fizikçilerin çoğunun aksine Einstein Amerika Birleşik Devletleri’ne geldikten sonra neredeyse hiçbir fizik konferansına katılmadı. Princeton’da arada bir ders verdi ve ilgisini çeken birkaç seminere katıldı, ama onu devamlı bir ders verirken veya büyük bir fizik toplantısında çağrılı olarak konuşurken hayal etmek zor."
Tübitak Yayınları - VIII. Bölüm - Einstein’ın Mirası
Reklam
Einstein ölümü huzurla bekliyor gibiydi. 18 Nisan 1955'teki ölümünden birkaç ay önce bir arkadaşına “Ama yine de ihtiyarlıkla beli bükülmüş biri için ölüm özgürlüğüne kavuşmak gibi; kendim de yaşlandığımdan bunu kuvvetle hissediyorum ve ölümü sonunda ödenecek eski bir borç gibi görmeye başladım." diye yazmıştı. 13 Nisan 1955 Çarşamba günü öğleden sonra Einstein'ın karnında kanama başladı. Hayatının tehlikede olduğunu biliyordu ama uzatılması için bir şeyyapılmasını istem edi. Doktorlarına “Üzerime düşeni yaptım, şimdi gitme zamanı.” dedi. Princeton'daki hastaneye kaldırıldı. Berkeley’den gelen oğlu Hans Albert Einstein’ı orada ziyaret etti. Einstein çalışmaya devam edebilmek için gözlüklerini istemişti. 17 Nisan Pazar günü birleşik alan kuramının bir parçası olarak yaptığı bitmemiş bir hesap üzerinde çalışmaya başladı. Ertesi sabah 01:15’te öldüğünde kâğıtları yatağının yanındaydı. Kraliçeye söylemiş olduğu gibi çalışmalarının “insanı kendine çeken büyüsü” son nefesine kadar devam etmişti.
Tübitak Yayınları - VII. Bölüm - Mercer Sokağı 112 Numara
Yaşamı boyunca üç ülkenin vatandaşı olsa da kendini hiçbir zaman herhangi bir ülkenin vatandaşı gibi hissetmemişti. Ama Filistin’de bir yurdun Avrupa’daki Yahudileri kurtarmanın bir yolu olduğunu görüyordu. Orada bir üniversite kurulmasına da yardım etmek istiyordu. Sonunda Kudüs’teki İbrani Üniversitesi’nin kuruluşuna katkısı oldu. 1952'de, İsrail devletinin kuruluşundan dört yıl sonra, ilk devlet başkanı Chaim Weizmann ölünce Einstein'a ikinci devlet başkam olması teklif edildi. Einstein bu teklifi kısmen sağlık sorunları, kısm en de mizacı gereği kendisini, ret mektubunda “resmi görevler” olarak adlandırdığı şeyleri yerine getirmeye uygun bulmadığı gerekçesiyle reddetti.
Tübitak Yayınları - VII. Bölüm - Mercer Sokağı 112 Numara
"1920’lerin başı kadar erken bir tarihte bile Einstein Almanya’da yükselmekte olan Yahudi düşmanlığının hedefi haline gelmişti. Çok iyi bir hedefti. Savaş sırasında savaş karşıtı düşüncelerini ifade etmişti. Alman vatandaşlığı bile şüpheliydi. Yüzü her yerde tanınıyordu ve sağduyuyu hiçe sayan ve birçok insanı -daha yaşlı fizikçiler kuşağı da dahil- rahatsız eden bir kuram ortaya atmıştı. Şubat 1920’de Einstein'ın Berlin Üniversitesi’nde yaptığı halka açık bir konuşm ada ufak bir kargaşa çıktı. Hiçbir zaman tam olarak açıklanmasa da, Einstein bu gösteride Yahudi karşıtlığı işaretleri sezmişti."
Tübitak Yayınları - VII. Bölüm - Mercer Sokağı 112 Numara
"1926’dan sonra Niels Bohr kuantum kuramının entelektüel vicdanı oldu -kuramı Einstein’ın şüpheciliğine karşı savunan oydu. Bohr Einstein Ylan yalnızca altı yaş gençti ama fizik alanında tamamen başka bir kuşağa dahildi. Yaratılmış en derin bilimsel kuramın kuantum kuramı olduğunu düşünüyordu ve birçok fizikçi bu konuda onunla hemfikirdi. Bohr’un yol göstermesi ve acımasız eleştirileri sayesinde Heisenberg ünlü belirsizlik ilkelerini geliştirdi; bu ilkelerin en anlaşılır olanı bir atomaltı parçacığın, örneğin elektronun konumunu ve momentumunu ilişkilendiren ilkeydi. Özünde bu ilke eğer bir parçacığın yerini tam olarak ölçecek bir deney tasarlarsanız, o deneyin parçacığın momentumunu hiç­bir şekilde ölçemeyeceğini söylüyor. Bir parçacığın momentumu ölçülemezse, kuantum kuramına göre o parçacığın varolduğunu farz etmeye bile hakkımız yoktur."
Tübitak Yayınları - VI. Bölüm - Kuantumun Daha da Garip Hikâyesi - *İngilizcede dalga anlamına gelen “w ave” ve parçacık anlamına gelen “particle” sözcüklerinin birleştirilmesinden (ç.n.)
Reklam
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.