Ali'siz Alevilik sözleri ve alıntılarını, Ali'siz Alevilik kitap alıntılarını, Ali'siz Alevilik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aişe, Osmanın öldürülmesinden hiç sorumluluğu yokmuş gibi davranarak, suçu yeni halife Ali'ye yüklemiştir.
Aişe, Alinin halife seçildiğini duyunca âdeta çileden çıkmıştır :" keşke gökler yere inseydi ve bunu duymasaydım"...
Öncelikle, Şiilik ile Alevilik arasında bir bağlantı olmadığını belirtelim. Şimdilik, Nejat Birdoğan ın : "Alevilik, Islamlıktan çok eskiye dayanır...islamlık ortaya çıktığında, Alevilik adıyla olmasada başka başka adları hep vardı", saptamasını aktarmakla yetinelim...
Şarkiyatçı Wellhausen : Haricilerin, islami prensiplerden yola çıkarak peygamberi bile eleştirecek derecede bir adalet perspektifine sahip olmalarıdır...
Peygamberin dul eşi Aişe, Osman yönetimine muhalefet edenlerdendi. Osman ı adam kayırmacılıkla suçlayıp, "Nesel" lakabıyla karalayan ve Allah'tan Nesel i öldürmesini diliyorum diye beddua eden Aişe, onun yönetimini, "peygamberin ölümünden sonra daha ayakkabıları eskimeden eskiyip giden düzen", biçiminde eleştirmiştir...
Amacımız, Alevilik-Bektaşilik ve Kızılbaşlık inancının simgesi, baş aktörü, destansı kahramanı ve insanüstü özelliğe sahip rehberi, piri, mürşidi sayılan Hz. Ali'yi, Alevilerin günlük ayinletrinden, anma törenlerinden, deyişlerinden ve hayatlarından çıkarıp atmak değildir. Alevilerin onca değer verdikleri, sevip saydıkları Ehl-i Beyt ve Hz. Ali imajını, Alevilik defterinden silmek hiç değildir. Amacımız, Alevilerin simgesi olan Hz. Ali ile Sünni İslamcıların öne çıkardıkları Hz. Ali arasında ayırım yapmayı sağlamaktır. "Hangi Ali; Kızılbaşlann, Ehl-i hak mensuplannın Ali 'si, hangisi Sünnilerin Ali 'si?'' sorusunun doğru
cevabını bulmaktır.
Şia, peygamber zamanın da başlamıştır. Peygamber Gadir Humm olayı sırasında halka seslenir:
İmam Ali nin elini tutup havaya kaldırdıktan sonra, der ki: Ey insanlar! Ben kimin mevlasiysam Ali de onun mevlasıdır...
Şia sözcügü Arapça da Şiya'en fiilinden gelir ve şu anlamda kullanılır: tabi olmak, biriyle dost olmak, misafiri uğurlamak, peşinden gitmek... isim olarak ise: "grup, taraftar, yandaş, yardımcı, topluluk ", manasını taşır.
Ebu Zer in Şam valisi Muaviye ile bir tartışması olur. Eşitlikçi toplumdan yanadır Ebu Zer.
Ebu Zer: " Muaviye, mal Allahındır gerekçesiyle onu müslümanlara vermiyorsun,deyince, Muaviye, Ebu Zeri yanına çağırır... Allah istediği kuluna malı verir, der...
Ebu Zer ise: ben bunlar Allah'ın değildir demiyorum. Fakat aynı zamanda Müslümanların da ortak malı olduğunu söylüyorum.
Şu soru akla geliyor : Madem ki Alevilik, Ali zamanın da vardı ve madem ki Aleviler Muaviye düşmanıdır, o halde neden Muaviye tarafını tutup, "eşitlikçi " Haricileri kılıçtan geçiriyorlar ? Aynı soruyu Haricilerde soruyor Ali şiasina : Bizden ne istiyorsunuz da Muaviye ile bir olup saldırıyorsunuz ?hani Muaviye, bizim ortak düşmanımızdı?
Kapitalistler, kendi aksaklık ve kusurlarını örtebilmek, bu
arada çöken sosyalizm ütopyalarının yerine daha iyi
sosyalizm türünden sloganiann önüne set çekebilmek amacıyla; 1960'larda, başta Fransa olmak üzere "postmodernizm" denen bir akım başlattılar. Buna göre, modern dünyanın ötesinde; onun üzerinde kurulabilecek bir dünya söz konusuydu. Postmodern de bu anlama geliyor zaten. Oysa, "Demokrasi adına, sivil toplumculuk, insan hakları, kimlikler, gerçek
özgürlükler" adına bize yutturulmaya çalışılan postmodern adlı
uyuşturucu hapta bakın neler var?
"Kurulacak yepyeni, yani postmodern dünyada her şeyi kültür
belirleyecek. Kültürel hegemonya söz konusu olacak." Peki hangi kültür? Cevap hazır: "Batı kültürü!" Yani kapitalist-emperyalist dünyanın yoz ve insanı un ufak edici kültürü. Ya, "Üçüncü
Dünya" adı verilen yoksul ülkelerdeki halkların kültürü? Cevap
yine hazır: "Ha, onları boşverin! Çünkü onların kültürü iflah olmaz, ıslah edilemez. Çünkü geri kültürlerdir. Biz Batı dünyası
olarak sanayisiyle, kültürüyle, bilgi çağına ve uzay çağına giriyoruz. Üçüncü Dünya ülkeleri bu çağa yetişemeyeceklerine göre,
bırakalım kalsınlar oralarda. Uzay çağında bizim dünya görüşü
müz ve felsefemiz içinde yer alabilecek kitleler bizdendir, onun
dışındakiler olduğu yerde kalmalıdırlar."