Muzip dilli bir kitap mı arıyorsunuz, henüz pek de keşfedilmeyen bir eser mi okumak istiyorsunuz, sonunda enee nidasıyla şaşırmak mı istiyorsunuz? Doğru yerdesiniz; bilgisayar mühendisliği lisanlı, sosyoloji doktoralı Özgür Taburoğlu'nun bu kitabı tam size göre.
Peki bana göre mi, pek sayılmaz. Kitabın bölümleri birbirinden fazlasıyla kopuk geldi, bu beni okurken yordu. Gerçi bunun sebebi kurgusal olarak mantıklı bir zemine oturuyor ama işte defter bulma detayı da klişe gelince illa eleştireceğim tutuyor.
Fakat isimsiz adam en sevdiğim karakterlerden biri oldu, düşündürdü beni. Belki bir avm değil ama biz de kendi sıkışık mekânlarımızda, bir sürü eşyanın düzeninde yaşayabilmenin yollarını aramıyor muyuz, ne farkımız var ki. Acaba rahatsız ettiği için mi bana göre değil kitap? Yoksa burada hiç inceleme yazılmadığını görünce mi üzüldüm.
İncelemesi okuyanı bol olsun inşallah