Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Altın Kupa
John SteinbeckEn Eski Altın Kupa Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Altın Kupa sözleri ve alıntılarını, en eski Altın Kupa kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşı küçük olmasına rağmen tutkularının peşinden giden Henry, Karayiplere gitmek için bir gemiye biner. Kaptan Henry'i bir çiftçiye satar ve Henry çiftçinin yanında çalışmaya başlar. Zamanla çiftçi ile çok iyi anlaşır ve tüm işi yürütmeye başlar. Kendini geliştiren Henry korsan olarak denizlere açılma tutkusundan vazgeçemez ve çiftlikten ayrılır. Korsanlığa başlar ve elde etmek istediği herşey için mücadele etmeye başlar.
Macera sevenlere tavsiye ederim.
Herkese iyi okumalar...
Bir süredir John Steinbeck okumuyordum, hasret gidermek için Altın Kupa'yı seçtim. İnceleme yaparken bu kitabın ilk eseri olduğunu öğrendim.
Steinbeck'in çevre betimlemeleriyle dolu ve akıcı, kolay anlaşılır bir dili olduğunu biliyordum. İlk eseri olduğu için yazımında acemilikler görünse de sizi rahatsız etmez ve ileride anlatımının daha da güzelleşeceğinin habercisi olduğunu belirtir.
Günümüzde gördüğüm karakterlere belli başlı özellikler yazılsa da ya bunları hiç göstermiyorlar ya da yazılan özellikleri azıcık gösterip bambaşka kişiliklere bürünüyorlar ve bunlar yavaşça değil, 2-3 bölüm sonra gerçekleşiyor. Steinbeck'in kitaplarında bu kusuru kesinlikle görmezsiniz. Yazar, çok güzel karakterler yazar ve onların yaptıklarını, gelişimlerini eksiksiz aktarır. Değişimler olacaksa da bunları size yavaşça yedirerek anlatır. Sanırım bu yüzden Steinbeck'in kitaplarını çok seviyorum.
Baş karakter Henry'nin hikaye başında hayatını nasıl sürdüreceğini bulması birdenbire gerçekleşse de sonrasında yaşadıklarında anlatılması gereken yerler yeterli uzunlukta anlatılmış, 2 cümlenin yeterli olduğu kısımlarda da bu başarı sağlanmış. Henry'nin hayatındaki mücadeleler, hatalar ve sonundaki pişmanlıkları ruhuma işledi.
1600 lerin ilk yarısına tekamül eden dönemlerde geçiyor ve küçük bir köyde yaşayan Henry Morgan isminde bir adam, hayatını değiştirmeye karar verir ve korsan olmak için ailesinden ayrılarak Antiller’e gitmek ister. Yolculuk öncesi Merlin’e uğrar ve hakkında ki kehaneti öğrenir. Henry güçlü bir adam olacaktır ama bu yolda ilk başlarda başına talihsiz olaylar gelse de sonrasında zekasını kullanan Henry yavaş yavaş yükselir ve Panama’da bulunan Altın Kupa’ya ve orada yaşayan La Santa Roja’ya kafayı takar. Uzun soluklu bu yolculuk beni ara ara yorsa da hayallerin peşinden gitmenin önemli olduğu kadar kibir, hırs ve ihtirasa düşmemek de ayrı bir erdem, bunun önemini bir kez daha anlatan bir hikayeydi o yüzden genel anlamda sevdim. Yazarın kalemine aşina olanlar epik anlatım tarzını burada da bulacaktır. Yazarı ilk defa okuyacaklara öncelikle Fareler ve İnsanlar kitabını tavsiye ederim sonrasında ise bu kitaba şans vermelisiniz.
Altın Kupa, John Steinbeck'ın parlamasına vesile olan bir eserdir. Yazar'ın büyük eserlerini ( Gazap Üzümleri, Bitmeyen Kavga, Cennetin Doğusu, Kaygılarımızın Kışı ) okuyan okuyucular için biraz sıkıcı gelebilir. Yazar bu eserinde diger eserlerinden farklı olarak kahramanını tarihten alır. Bu ünlu kişi Gallerli Kaptan Henry Morgan'dan başkası değildir. O bir korsan hem de ünlülerinden. Öyle bir korsan ki Panama'yı ele geçiren, kral tarafından "Sir" unvanı verilen, ölümü ise diğer korsanlar gibi darağacında olmayıp yatağında ölen bir kaptandır. Bu eser onun hayat hikayesini anlatiyor desek yeterlidir.
Tam anlamıyla ortalama bir eser. Steinbeck külliyatına başlamak için kronolojik olarak doğru olsa da bence yanlış bir seçim. Steinbeck in tarzından uzak çünkü. Daha farklı, macera temalı bir dünya klasiği havası var. Robinson Crusoe gibi mesela.
Tarihte yaşamış Henry Morgan isimli bir korsanın hayatını anlatan bir roman. Bu kişinin büyük emeli Panama'yı almak. Daha doğrusu bir İspanyol şehri ele geçirmek. Buna Panama'da yaşayan La Santa Roja abla da eklenince, plan Panama'nın fethine evriliyor. Altın Kupa ise hem bir metafor hem de Panama'ya layık görülen bir isim aynı zamanda.
Sürükleyici bir eser olduğunu söyleyebiliriz. Kötü değildi ama büyük beklentilere de girmemek lazım.
En az üç dakika yazmaya başlayacak kelime bulamadım. Sanırım yazara ödül getiren kitap bu. Aldiği ödülü dibine kadar hak etmiş. Suç ve cezadan sonra bu kadar net bir psikoloji ile karşılaşacağımı ummuyordum. Ama varmış bu kitapta gördüm. Bazi noktalarda hanry Morgan diye birinin yaşadığını bile düşündüm.
Doyurucu tasvirler, yöresel ifade ve gelenekler kitaba müthiş bir güzellik katıyor. Okuması şart ama yazıması da şartmış sanki.
İçerik bilgisi:
15 yaşındaki Hanry Morgan ailesiyle tüm bağlarını koparıp büyük bir korsan olmak için Antillere gider. Ķöle olarak 5 yilligina satilir. Parlak zekasi ve caluskanligi ile sahininin guvenini ve dostluğunu kazanır. Özgürlüğünün üzerinden geçen on yılda büyük bir korsan olur. Kimliğini bilmediği adını isittigi bir kadın için tüm korsanları bir araya getirerek Panamayi işgal eder. Ne yazık ki sonunda İngiltere kralına boyun eğip vali yardimcisi olarak ölür.
Iyi okumalar!
